Devleti yönetmekten aciz yanlış yapanlar
Türklüğüme sayıp sövenler de adam sayıldı
Fakirlik edebiyatı yapıp saraycıklar alanlar
Cepleri biraz para görünce de adam sayıldı
Laf bilmez söz bilmez görürüm gözümle
Sorma kötüdür o aşkların huyu
Sakın aşırı gitme ölçer boyunu
Sende olunca içersin acı suyunu
Çoğu ölüm, azıda hayattır aşkın
Gözünü daldırır aklını yordurur
Her sene bir nisan da beklediğim gibi
Bu senede bekledim seni umutla..
Gelir mi diye? bekledim…
Ne bir haber, ne bir selam, ne de sen?
Ama boşuna bekledim...
Ne gelen oldu, nede bir haber geldi…
Benim derdim bambaşka bir dert
Hal hatır soracaksan, sorma boşuna
Verdiğin nasihat değer mi zahmet
Verip de kendini, yorma boşuna
Aşk koymuşlar ızdırabın adını
Kâkülleri öne tarar…
Uçlarına güller takar…
Bana küser yalnız yatar…
Sabahları erken kalkar…
********************
Eğilip bir şey söylesem sana,
Gider misin tekrar yıllar öncesine?
Hatırlarımsın sevmeyi delicesine?
Aşkım der misin yeniden ölürcesine?
Eğilip bir şey söylesem sana,
Bırak büyüklere, lafı hakaret etmeyi,
Komşumuzun tavuğuna bile kış demeyiz,
Arkadaşlar dostlar baş tacımızdır bizim,
Büyüklere saygıda, küçüklere sevgide,
Kusurluysak da, özür dilemesini de biliriz.
Ana, baba, dede ata, kutsaldır bizim için,
Dur hele dur ben kimim sölüm sana.
Hala oğlu sen beni bilemedin mi?
On iki yaşında çıktım el ocağına.
Dayza oğlu sen beni bilemedin mi?
Ankara Bala Afşar köyümdür benim.
Gri ve hafif kızıl torakla kaplıydı kerpiç duvarlı bizim evin önündeki yol! Aşağı Camii’nin sokağıyla parelel geçiyordu… Camii’nin ise kare kare kesme parke taşlarıyla örülüydü sağı solu ve önü! ... Evimizin Sağ böğrüne, Assıyanın Mehmet emminin evi, sol böğrüne de Müzaker dayzam ile Nuru (Nuri) emminin evi yaslanmıştı, arkasında ise Telilerin Irıza (Rıza) emminin evi vardı…
Sokağın bir başından sonuna kadar varmak o kadar basit değildi…Öyle uzundu ki... Taa aşağı mezarlığın yanından eski okulun ve Zikri dedenin evinin arasından başlar, demokrat Nazım emminin evinin önünden geçer, eski belediye başkanı parmaksız Gazi dayının evinin arkasından çıkar, değirmenin önünden geçen aşağı yolla birleşirdi..
Evimizin karşı cepesinde Cıncıklardan Demirci M.Ali Emmimin bir başka deyişle Zedefiye bibimlerin samanlığı ile Cemal dedemin ahırının damı evimizin önünü daraltıyordu….. Bu nedenle evimizin önündeki oyun alanımız biraz dardı, bazen top oynar, bazen iğ (topaç) çevirir, bazen de yol aşağı tekerleklerine toz toprak dolarak kayarak bindiğimiz tornetlerden düşer, ve uçurtmalarımızı havalandırdığımız yer, dar da olsa, ara sıra top oynadığımız harman yerine varana kadar öyle hızlı koşardık ki… Nefes nefese kalmak bile güzeldiki o günlerde… Harman yerine vardığımızda harman yeri sanki uçsuz bucaksız gökyüzü gibiydi….
Çocukluk yıllarımı, körpe umudumu,
Onca senelerimi körelttin Ankara
Yıktın kültürümü, aldın huyumu,
Sağlam bedenimi çökerttin Ankara
Ulus-Seyran yollarında ömrüm yetirdin,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!