Düşünün, ben ne büyük bir rütbeye tutkuluyum,
Çünkü O'nun kulunun kölesinin kuluyum.
İki tip tanıyorum bu devrin utanmazı;
Biri dinde hokkabaz,biri küfür cambazı...
1977
Razı mısın olmasın kaşı gözü simanın?
Hiç bir değeri yoktur,öfkesi yok imanın!
1977
Nasıl_niçin delisi aklı susturmakta iş;
Sırtında binlerce yük namaza durmakta iş...
1978
Latinlerin (Ekuitas) , Fransızların (Ekite) , Türklerin de Hakkâniyet dediği ulvî ölçüden, şimdi bize tayini gereken cezayı isteyeceğiz.' Bu zamana kadar üzerinde gezindiğimiz girift ve muğdil mânalar, Hakimin işte bu hakkaniyet ölçüsüne göre üstünde oturduğu büyük ve şâmil selahiyet, her sahayı toplayıcı geniş takdir ve idrâk makamının icabına göre ayarlanmıştır. Medeni kanunun 4'üncü maddesi, hakime 'hakkaniyetle hükmedeceksin' onu birbirine mücavir sebepler ve manalarla ihtilata sevketmiş, bütün bunlardan süzülecek müstakil bir vicdan temsil etmiye memur kılmış, böylece hakime bütün sadet ve mevzuları içine alan büyük ve ana mevzu, münhasır ve mücerret idrak ve takdir sadedi hakkını vermiştir.
Şimdi biz bu haktan ne istemeliyiz? ... Eğer kanunlara göre, ceza hakiminin rolü, sadece suçun olup olmadığını tesbitten ibaret olmasaydı da, emme - basma tulumbalar gibi, hakim, hem suçun mevcut olup olmadığına, hem de suçsuzun hangi mükafata ehil olduğunu hükmetmek mevkiinde bulunsaydı, isteyeceğimiz beraatimiz değil, Sümerbank'ın 'berayı ıslah' elimize tevdii olurdu.
Ancak hiçe varırız bu yoldan varsak varsak
Üretim ki mekanı ya rahimdir ya barsak!
Bak ki,sahipsiz yurdun şu perişan haline,
İş kaldı avrupadan hükümet ithaline! ..
1978
Mezardadır timsali
Millete babalığın.
Ölmez ölü misali,
Ruhu, kalabalığın...
Eşyayı Hakka değil,nefse göre dizenler;
Kendi takma gözüne sahte dünya çizenler...
1978
Eski hane,eşyası boşaltılmış barhane;
Şimdi mektep salhane,işyeri kumarhane...
1976
Üstada yorum yapmak bile yürek işi rahmet ve minnetle
Rahmet olsun şiirlerin geleceğe ışık olsun
Adam gibi adam