Derelerden gelir nota, şırıltı
Akar gürül, gürül, içtiğimiz su
Durursam, kokarım diye mırıltı
Eder mırıl, mırıl içtiğimiz su
Damla, damla yağmur olur sel olur
İhtiyarlık seni tezgâha koysam
Zengini, fakiri alıp satmıyor
Ucundan tutarak tenimden soysam
Varlığın içimden çıkıp gitmiyor
Yaş ilerledikçe geldin dizime
Hor görme ağlayıp çile çekeni
Bu acıyı ona, çektiren vardır
Bülbül sevse de güldeki dikeni
Daldaki yaprağı döktüren vardır
Garibin yüzüne düşerken yaşı
Anam da vururdu keçiği başa
Ucundan açılsa ört heri derdi
Sırtında odunla gelse yokuşa
Birazcık elimden tut heri derdi
Erkenden kalkardı sabah şafakla
Seninle olmayı çekiyor nefsim
Gözlerine bakıp doymak isterim
Uzanan elleri, tutmak hevesim
Aşkım dediğini, duymak isterim
Kalplerde açılan derin yaraya
Dost ile sohbete girerse dilin
Perdeyi incitme, teli incitme
Sevda bahçesinde eserse yelin
Goncayı incitme, gülü incitme
Mademki insanız geldik dünyaya
İnsanlar eğriyi, doğruyu bilse
Tanrının günahkâr kulu olmazdı
Zengin helalinden çalışıp alsa
İnsanların çalan, eli olmazdı
Vicdan mahkemesi herkes de varda
23.01.1956 tarihinde bu dünyaya gelirken
Çile dolu bir kader yazılmıştır dostlarım
Daha küçük yaşım da, konuşmayı isterken
Şu dilim keme diye çizilmiştir dostlarım
Koyun, kuzular ile hep beraber büyüdüm
İlkbahardan sonra ekilen darıdan
Son bahardan sonra bal veren arıdan
Kocasından sonra kalkan bir karıdan
Sorarım size hayır gelir mi kardeş
Bulaşık yıkarken eli bozulursa
Seni gördügüm an kaynadı kanım
Gönlümün güzeli sevgilim sensin
Aşk koydum adını Hazal’ım senin
Aşkımın bedeli sevgilim sensin
Cemalin İremdir kaşın genlerim
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!