Rahı vuslatı sormayın
Orda yokuşlar bambaşka
Her yeri mekân tutmayın
Yaz başka kışlar bambaşka
Mâna şehrine girelim
Bir sevgi ki hanlar hanuman olur
Bir gönül ki fırtınalar durulur
Bir ufuk ki vuslata yol bulunur
Bir menzil ki erişen felâh bulur
Bir arzu ki kalpler inşirah bulur
Heyhât hikmet denizine yelken açan kaç er kaldı
Gülzârdaki enginlere pervâz tutan kaç er kaldı
Uyan ey hâdim-i İslâm sen ey isimsiz kahraman
Bak harîm-i ismetine yabancı eller uzandı
Aşk oduna düçar olan gece gündüz yanar durur
Bu ince yola koyulan ufukları aşar durur
Ötelerden haber alan hak kelâmına ram olur
Ararken yakında bulan bu hikmete şaşar durur
Yedi iklimi dolaşan sükuneti kalpte bulur
Aşk yoluna düştüm yandım
Bir gonce güle aldandım
Bülbül bir nâme söyledi
Hâb-ı gafletten uyandım
gönül tahtının sultanı
sensin serveri enbiya
kıyam gününün bürhanı
sensin rehberi asfiya
kab'e kavseyne ulaştın
Gönül verdin gül derdine
Ben arzu sen güman idin
Neden gelmedin kendine
Ben gül sen gülistan idin
Ah çektin ahınla yandın
Bak velvele-i hâle ki aşk bestenigân-ı Hak
Hayat bir mebrûr ufuk ki kâinat O’na mihrak
Varlığın beyhûde kılma nâdân etme aklını
Son pişmanlık fayda vermez aşktan düşersen ırak
hayatı anlamak çok zor her fâni geçip gidiyor
aşk iklimine girelim rüknü safâyı görelim
bugün yarın diyip durma zaman günleri kovuyor
vesveseyi bırak artık veçh-i sübhana dönelim
nur-u ahmede ulaşmak faziletin müntehası
Gönül Aşk Yoluna Girdi
Gider Aheste Aheste
Rüknü Zemana Erişti
Yanar Aheste Aheste
Bülbül Gülistana Girdi
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!