Oralıyam buralıyam
Sormayın ki haralıyam
Gönül pervane misali
Ben bir kalbi yaralıyam
Var git muhabbet iline bu fenâda durulmaz
Aşk ikliminde doğan güneş bu semâya sığmaz
Şüphede yüzen gönüller ebedî felâh bulmaz
Mutmaîn olmayan kalpte vuslata yol bulunmaz
Mahzun gezme bu gülzarda gonceler güle dönüştü
Aşkın viran otağında bülbüller yandı tutuştu
Vuslat aşkıyla yananın gönlünde teşviş büyüktür
Haka giden yol sonunda ufuk ukbaya dönüştü
Çok dolanma sahralarda gün karardı akşam oldu
Engin ufuklara vurgun yanar aşık pür sevinçle
Gonce gül dalında suskun bülbüller düşer teşvişe
Gönüller ukbâya meftun bekler durur gündüz gece
Bülbülün avâzı mahzun her dem yanar içten içe
Bak ne güzel bahar oldu gül dalı tomurcuk doldu
Oku yaz hak sübhan’ı unutma
İman asli cevherin
Âşkın esas rehberin
Gayrı bu yolun yolculuğu başkadır
Ne engin bir ufukdasın gönlünü tefekküre aç
Varlığınla ortadasın her halin sorguya muhtaç
Bak cümle ecsam dönüyor anlamlı mesâj veriyor
Vesvese seni sarsmasın gafletten tenbellikten kaç
Sınırsız bir mekândasın bu hal düşünmeye muhtaç
Sıdre nuru Ahmed’e refref oldu
Kenz-i hakkın sırrının mübtedâsı
Hay ile cevledip müşerref oldu
O gönüller ufkunun müntehâsı
Ulvî hisler o nâzenin gönülde
Beyhûde çırpınmanın insana faydası ne
Boş konuşan dillerin mânâya faydası ne
Sayılı ceviz gibi tükenmede günlerin
Tarihe sırt dönmenin zamana faydası ne
Bade-i ömrün dolmadan intizare ne hacet
Bahçende gülün solmadan ah-uzare ne hacet
Gönül asude olmadan hüzn-ü gama ne hacet
Uzaklar yakın olmadan iştiyake ne hacet
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!