Allah’ın verdiği maddî-manevî her şeye gönülden şükretmeli...
Bu gün Engelliler Derneğinin oradan geçerken, Derneğe dört eli üstünde (Yoksa dört ayağı üstünde mi demeliydim, ya da iki eli iki ayağı üstünde mi demeliydim? O insanın bizzat yaşadığı, hayat tarzı olmuş durumu ben kelimelere dökmekte bile zorlanıyorum. Allah yar ve yardımcısı olsun inşallah. Amin.) derneğe girdiğini gördüm. İçim ürperdi, tüylerim diken diken oldu. "Gidip oradakiler için yapabileceğim ne varsa yapmam gerek...", diye düşündüm.
Biz insanlar, ne kadar şımarığız... Doymak, kanmak, şükretmek nedir bilmiyoruz. Dur durağımız yok. İstiyoruz da, istiyoruz. İstediğimiz oluyor, bu kez bir şımarıklık daha edip beğenmiyoruz, daha iyisini istiyoruz.
Ne kadar aç gözlü, hırslıyız! Şu yalancı dünyanın sonu hiç gelmeyecek sanıyoruz. Elimizdeki ile yetinmek mutlu olmak yerine hep daha fazlasını isteyerek hem kendimizi hem çevremizdekileri üzüyor, yıpratıyoruz. Böylece ikili ilişkilerimizi bozuyoruz. Belki de dönüşü olmayan çıkmaz yollara sokuyoruz.
Oysa ki; alıcı gözle bir baksak etrafımıza, çevremizde olup bitenleri anlamaya çalışarak gözlemlesek hayatı, belki de daha kaliteli yaşayacağız hayatı ve mutlu bireyler olarak çevremize de ışık-enerji-mutluluk saçacağız belki…
Bir kaza sonucu, sağ bacağının dizden aşağısını kaybetmiş olmasına rağmen protez bacakla bale yapan 12 yaşındaki bir kız çocuğundaki azmi ve yaşama sevincini görebilseydik, tekerlekli sandalyesinde, kucağındaki çocuğuyla pazarda alış-veriş yapan engelli annenin yaşama tutunma gücünü yakalayabilseydik yüreklerimizde, engelli anne-babanın iki evladına bakabilmek için sevgi ile aşk ile her konuda birbirilerine nasıl destek olabildiklerini anlayabilseydik zihnimizde ne kadar şımarık, doyumsuz, aç gözlü olduğumuzu anlayabilecektik belki de…
Şımarığız biz, hem de çok şımarık gerçekten de… Onlarca, çeşit, çeşit ayakkabımız varken bilmem falan renkte, filan santim yüksek topuklu, bilmem ne model ayakkabı derdine düşerken protez bacak-kol-el edinebilmek için çırpınan, edinebildiğinde dünyalar bahşedilmiş gibi mutlu olan insanlara dönüp bir bakmak, her şeye rağmen mutlu olabilme-hayata tutunabilme çabalarından ders çıkarabilmek lazım…
VELHASILI-VELKELAM, ŞÜKREDEBİLMEK LAZIM… ŞÜKRETMEYİ BİLMEK LAZIM AZİZİM, ŞÜKRETMEYİ BİLMEK LAZIM…
03/11/2016 15:58
Perihan MetinKayıt Tarihi : 3.11.2016 16:31:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!