Ne güzel şey; birine canım, gülüm,aşkım demek
Ne güzel şey; sevip sevilmek aşkı yaşamak
Ne güzel şey; Allah ve resulünü canından aziz bilmek
Ne güzel şey; din gününe hazırlanmak, gönülden inanmak
Ne güzel şey; vatanını uğrunda ölecek kadar sevmek
Ne güzel şey; inandığı yolda, korkmadan yürüyebilmek
Ne güzel şey; sevgiyi, gönüllere ekebilmek
Kalplerinde aşk işaretiyle doğar kimileri... Yeryüzüne gönül indiremez onlar... Hayatı ve insanları anlarlar,hayata ve insanlara merhamet duyarlar,ama hayatın ve onun içindeki insanların yaşadıkları gibi yaşamazlar.
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Devamını Oku
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Kapatmıştım kalbimin kapılarını
Ama sen geldin araladım
Bıkmıştım bu zalim yalan hayattan
Beni sen hayata bağladın
Bilmezdim bir daha bir daha seveceğimi
Yine öğrettin bana sevmeyi.
Yeniden doğdum senle
Öğrendim yürümeyi
Ne olur bırakma ellerimi
Yalnızlıktı sensizken tek yoldaşım
Gecelerse arkadaşım
Bilemedim bugüne denk benim olmadın
Oysa ben seni hep aradım
Bilmezdim bir daha bir daha seveceğimi
Yine öğrettin bana sevmeyi
Yeniden doğdum senle
Öğrendim yürümeyi
Ne olur bırakma ellerimi
Bugüne dek hep keşke deyip durdum.
Her yeni başlangıcın sonunda yine aynı kelime. Keşke...
Yalanlar içinde büyüdüm.
Yanlış insanlar, yanlış yüzler, yanlış aşklar.
Evet kapatmıştım kalbimin kapılarını ama sonra sen çıktın karşıma.
Bunu sen kalbime girince anladım.
İşte yeni bir başlangıç daha.
Ama bu sefer eminim. Bu sefer keşke demeyeceğim.
Yıllar sonra senin için söyleyeceğim tek şey iyiki olacak...
Bilmezdim bir daha bir daha seveceğimi
Yine öğrettin bana sevmeyi
Yeniden doğdum senle
Öğrendim yürümeyi
Ne olur bırakma ellerimi...
Yıllar sonra diyeceğim tek şey iyiki olacak...İyiki senle beraberim iyiki sen varsın hayatımda yada iyiki sen oldun iyiki sen vardın geçmiş zaman mı olacak bunu bilemiyorum ama seni hep iyi anacağım demiştim ya ben bundan asla vazgeçmeyeceğim yeniden öğrendim senle yürümeyi ne olur bırakma ellerimi...Keşke çok ama çok dedim artık demeyeceğim dememek için uraşıyorum ama keşke demeyeceğim tek insan sensin bu hayatta
İYİKİ SENİ SEVİYORUM,İYİKİ SEN VARSIN HAYATIMDA,İYİKİ SEN ÇIKTIN KARŞIMA,İYİKİ SEVDİN BENİ,İYİKİ VE İYİKİ ...
seni seviyorum…
çalışmanız çok başarılı çok gzl olmuş yüreğinize sağlık..ve ordada dendiği gibi ne güzel şey birine iyiki varsın demek seni çook seviyorum aşkım demek...gerçektende çoook güzel..
gerçekten anlamlı bir çalışmaydı kutluyorum yürek sesinizi kutluyorum kalemi saygılarımla sayfamdasınız
çok güzel sayın prens
eline yüreğine sağlık...
Ne güzel bir şiir,,,alkışşş
NİHAT BEY HARİKA...SAYFANIZDAN BÜYÜK HAZ ALDIM...DUYGULAR ÇAĞLAYIP MISRALARA DÜŞMÜŞ...
YÜREKTEN KUTLUYORUM
ANT.10
Gerçekten güzel bir çalıma büyük bir kalıcı eser olmuş kutlarım.10
Ne güzel şey; hiç bir vicdan azabım yok diyebilmek...
Allah'ın uygun ve helal gördüğü şekilde yaşamak mutlaka güzeldir.Yüreğinize gönlünüze sağlık Nihat bey sağolun varolun şiir yüreğiniz dert görmesin inşallah.Saygılar benden ümüt güngör
NE GÜZEL ŞEY:ARKADAŞIMIN ŞAİR OLMASI
NE GÜZEL ŞEY: BU GÜZELLİKLERİ BİZLERLE PAYLAŞMASI.
YÜREĞİNE SAĞLIK.
Bu şiir ile ilgili 18 tane yorum bulunmakta