Nazlı Nalçacı Şiirleri - Şair Nazlı Nalçacı

Yatağının başucundaki kuzu
Usul usul, ağlıyor du ATAM!
Gözlerin gibi , masmavi idi gözleri
Yaşları, çenesinden süzülüyor du
Gururlu ve vakur du
Bir o kadar da üzgün..

Orda olup dağlarına baksaydım
Kar yağarken ellerimle tutsaydım
Bahçeye koşup ta kara yatsaydım
Gümüşhanem bu gün kurtuluş günün.

Harşıta koşsaydım yüzüm yusaydım

Bana ne deme lüksüm olmadığı için,
Kendime mi kızayım, dedirtmeyenlere mi?
Aldırmazlık yapmadığım için,
Ben mi suçluyum, onlar mı?
Sabırlı davrandığım için,
Ben mi akıllıyım, onlar mı?

* Her canlı ölümü tadacak* Ayeti kerimesi üzerine. Annem -O bir kara deve, er geç herkezin kapısına çökecek. Derdi. Nur içinde yatsın.
Haberlerden özetler veriliyordu ki, Erzurum, Konaklıda milli kayakçı antremanda öldü lafını duydum.. Etlerim diken diken oldu..
Kayağı çok seven ve yavrularımın da kayağı çok güzel kullanması.Maşallah tebarek ALLAH. Küçük kızımın profesyonel bir sporcu olması hasebiyle, televizyonun karşısında mıh gibi çakılı kaldım.
Kulaklarım uğulduyor du, beynimde şimşekler çakıyor, gözümün önünden slayt gibi geçiyor du oralar..
Bir sürü haberler geçti, ayakta bekliyorum.Nihayet bir daha tekrardan sonra..
Spiker, Erzurum, Konaklıda milli bir kayakçımız antreman yaparken öldü dedi ve sırala dı. Kayak ayağından çıktı, dengesini kaybetti, tahta bariyerlere çarparak boynu kırıldı..Zaman durdu mu bilmiyorum..

İftara yaklaşıyor vakit, kızımı bekliyorum.Gündüzleri çok sıcak, evden çıkmak içimden gelmiyor.Mecbur kalmadıkça da çıkmıyorum.
Sahura kadar oturuyorum. Gündüz de gözümü açamıyorum. Vurup kafayı yatıyorum. Telefonum çalmasa belkide uyanmayacağım.
Nur içinde yatsın anneciğim. Ramazanı uykuya tutturmak olmaz derdi doğruda söylerdi.
Ben oldum olası çok severim ramazanları, değişik bir ruh haline bürünürüm. Büyük bir huşu dolar içime.
İlk orucumu tuttuğumda, anneciğim beni sırtına alıp dolaştırmıştı.
Annem yapma, yorulursun demiştimde Yok Nazlım böylece sevap kazanıyorum.Senin sevabın kadar banada veriyor Rabbim demişti.

Bakmadın

meğer ne de çok severmişsin beni
iki gündür ayrıyım senden
ne de güzel,özledim,dedin
yalandan da olsa deseydin

İçimdeki o boşluk, geçen yıllarla birlikte, koskocaman bir oyuk oldu.Sakladıklarım devleşti.Gidişinle yanan kırk mumdan, her yıl bir tane söndüde, sonuncu baki kaldı.İşte böyle özel günlerde daha bir harlı yanıyor, damlıyor yüreğime, kabuk bağlayan yaramın açılmasına neden oluyor.
Küçücük yüreğimde kalan,az bir kırıntı ile devleştirdiğim babamm,çok özledim,beni yetim bıraktın.Annemde gelince yanına öksüz kaldım..
Gördüğüm baba kızlara iç çekerek bakıyorum.Benim babam olsaydı,elinden tutar, koluna girer,dertleşir, yanaklarından öperdim..
Bana anlatacağın çok şey vardı biliyorum..
Lakin hepsi içinde kalıp, o konuşan güzel dillerin ve ağzın açılmamasına sustu..Toprak altında kalan cismin, cennette gezen ruhunun önünde saygıyla eğiliyor, bin rahmet gönderiyorum.
Bu gün babalar günü, günün kutlu olsun,ellerinden öpüyorum. O eller büyüdüğümde de saçlarımı okşasa idi.

Aydın Salantur ,namı diğer Gıcık Aydın , dergide o gülümseyen suratını görünce çok duygulandım.Çok yakışmış dergiye.
Akıl edenlere sonsuz teşekkür ederim,sağ olunuz,o bir ekoldü...
Gülümseyen yüzünü görünce bende gülümsedim...Bağırdım oğluma,
-Serdar bak annem bu kim?
-Aaaa ben tanıyorum, ne idi adı ya, hani senin arkadaşın.....
-Aydın yavrum Aydın !

Çare olacak mı, yaşadıklarımı haykırsam
Kainattaki tüm canlılara..
Çare olacak mı, yaşadığım umutsuzluklarımı
Kağıda döksem, birer birer..
Dağa, taşa, suya, kayaya anlatsam..
Gönlümden kopup,gözümden taşan yaşlara

Menekşe Gözlüm

Kokunu duydum, dokunduğunu da
Bana bakıyor o güzel gözlerinle
Bir şeyler anlatıyordun,
Dinliyor ama anlamıyordum,