Ben diyeyim bir gün
Siz deyin bir yıl…
İkisinin arasında bir zamanı
Düne gömdüm.
Yaşanmışlar diyarına yolladım
Kocaman bir yaşı…
Özlem,
İçimizde gülüm.
Sabır,
Dişlerimizin arasında…
Zafer çığlıklarına da açılır ağzımız.
Sevdalıdan uzak
Her geçişimde o sokaktan,
Ellerinde kalemleriyle,
Karanlığın üzerine
Aydınlığı çizen,
Umudun yeşerttiği
O filizleri
Bir insanım ben.
Tutkularım ulaşılmaz.
Özlemlerim yakıcı.
Kalabalığımdaki suretler
Bir gün yarama bastığı parmağını
Yarın gözüme sokacak kadar sadık.
Söz, kalem
Parmaklıklar ardına,
İnsanlar
Yaşam derdine,
ATILMIŞ…
Çarkı dönmekte
Sen hiç yalnız kalmadın mı.
Düşlerin olmadı mı çoğalmadan yana.
Gece yarısı kapının çalınması özlemin.
Beklediğinin geldiği zannıyla
pencerelere koştuğun anlar…
Peki
Ne uzaklara gitme korkusu.
Ne ürkütücü karanlığı
Sonsuzluğun…
Yaşamım
Bir nefes.
Verilip, alınamayan.
Oğlum,
Bir yaşında baba dedi bana.
Gözleri,
Gülmeyi biliyordu doğuştan.
Oldum olası hep korktu karanlıktan.
Aydınlığı öğrettim ona.
Garip bir rüyaydı gördüğüm.
Yağmurlu bir gün.
Sen bir ağaçmışsın.
Köklerini toprağın derinliklerine salmış.
En sevdiğim meyve en yüksek dalında.
Öylesine çekici, edalı…
Geldiğin yoldan gitmiştin ya hani.
Nasıl mutlu etmişti seni
O gidişte vardığın yer.
İşte o yer,
Alçakların çıkabileceği en yüksek noktadır orası.
Daha yükseklere çıkmak istiyorsan eğer,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!