Çehovun paltosundan nasıl çıktıysa ruslar
Biz de üstat necip fazılın yan cebinden ettik olduk bittik devrildik düştük diyor
Ordan burdan yandan çarktan
Dalıp çıkmadıkları bulanık hiç bir yeri bırakmadan
Kafalarına kıyak kendilerinden başka hiç bir aksi ses tavır duruşun olmadığı
Diledikleri gibi hükmü ilan adıyorlar karanlığı ayan beyan panoya
Zap yaptırırken tele ekrana duydum gördüğüm
Bizi şehirlerden kovdular köylü kasabalıya sürdüler zorladılar
Ezdiler üzdüler aşağıladılar hakir gördüler
Yenilgilerden savaşlardan bıkmış toplumun
Bizden başka tutunacak kimi kimsesi yoktu
Bu yüzden boşluğa bunalıma köy bucak yola düştü bizsiz herkes
Üstat kekiğini yakıp bacak bacak üstüne atıp
Nakşi şeyhini tanıdıktan sonra bin voltluk cereyana çarpılmıştı
Çünkü ateş terbiyecisiydi üstadın nakşi şeyhi
Necip fazılsa patlamamış ateş topuydu
Bu yüzden hiç bir yerde bulamadığı rahatı huzuru şeyhinin cüppesinden
Ve biz de onun yan cebinden düştük saçıldık döküldük
Kızıyor köpürüyor atıyor saldırıyor tüm benzerleri gibi
Kurulduğundan beri bugünlere gelen Türkiye Cumhuriyeti gıyabına namına
Anlatıyor da anlatıyor
Köpürüyor kin ve nefretinde birikmiş yuvalanmış
Zehir zemberek nesi varsa köpük salya kusuyor
Kendilerinden başka hiç bir aksi ses seda tavır
ve kişinin olmadığı koltuğa stüdyoya civar etraf
Her gün artan hız ve sayıyla ortalığı kasıp kavurarak
Ortamı fırsatı kıyağı zokası soykasıyla
Uzayıp gidiyor artık her gün heryerde yaygın yerleşik
Türkiye cumhuriyeti yağma yıkımına çöküp çullanan
Karşılıklı pay ve paslaşan in cin fitne poturna
Veya sarıklı sarıksız takke cüppe türban tarikat…
Bak şimdi,
Çehovu necibi kim kimin yan cebinden kalın paltosundan
Doğar ölür düşer çıkar bilmem etmem fakat
Her gün posta kutusunda ödemelere yükümlülüklere ihtar ilan kayıp
Yazılardan bildirilerden duyurulardan başını alamadığı
Kargaşada kendinden haber alınamayan
Günden güne koyulaşan derinliğiyle şiddete nefrete sarılarak
Inançsız itibarsız güvensiz
Kokuşmuş ulmuş çürümüş çökmüş bozulmuş batak berbatta ne varsa
Alıştırıp afyonlayan bağımlılıklara bugün dünden daha çok düşkün ve talip
Yılgınlığa tükenmişliğe bezginliğe bıkkınlığa dargınlığa kaçağa çarpıklığa
İstisnasız her gün dünden daha zilzurna
Kimse kimseye umarsız ilgisiz alakasız yitik kör köhne ve yabancı
İlgisiz sevgisiz saygısız duyarsız yabancı ve mutsuz
Birbirine örtülü kapılarda zaten korkunç komalık bir hastalığın ölüm vakasıyken
Soyguna sömürüye talana hükmen hakim
Haydut mafya siyaset tarikat holding ve harami
Akıl fikir özgürlük cesaret dil dağarcıksız insan yapıp bozup yozlaştırdıklarıyla
Bugün dünden daha tutsak kalabalıkları yide güde evire çevire
Yorgundan kahırdan eziyetten devraldığı bitik harabe gündüzünü
Gece ancak ertesi günü yeniden bütün yükü ve ölümcülleriyle beraber
Harcanmaya devralacak kadar
Kendilerini sürekli uyutup uyandırarak
Yalnızlık hiçlik kimsesizlik yokluk çaresizlik tam takırından
Bilmem ben necibin yan cebindeki çerezi çarşıyı
Ve lakin,
Bak şimdi bunu böyle Güüüümletip sonra ki üç dört
Sonra yeniden güüüüm
Sonra bir ki üç dört ve dörtten sonra yine güğüm yine dört
Pek anlamam fakat aklımda kaldığı kadarıyla
Tam notasını dörde kadar tek güm sayarak kendini tekrarlayan doooo gibi
Hele bir siiiiden ayar tut çığır aç yola gel gibi
Tamın yarısı iki
ikinin yarısı sekiz
Sekizin yarısı çeyrek onaltı
On altnın otuz iki sonra altmış dört filan..
Hızlandıkça ritim saz tempo çığlığı incelip ufalıp çoğalan
Angaranın bağları da
Silifkenin yoğurdu da
Trakyanın sekiz dokuzu da
Uzun hava bozlak bozkır ege efesi zeybek de bundan çıkar
Buradan evini yolunu aklını gönlünü diyarını toprağını bulur karacoğlan
Seyrani
Emrah
ve pir sultanlar
Puşkin midir
Çehow mu necip mi kim kimin yan cebi
Kim kime kundak tarikat yahut kafadan kalpten patron
Bilmem anlamam ben sazıyla sözüyle darbukayı bilirim davulu curayı
Islığımı bilirim doğuştan delidivane ve bestekar
Kavun kokusu gül kurusu navruza kardelen sofram şenliğim
Yurt sevgisi ülke bucağım deli gönlüm seyre sefa insan kalbimle
Sayesinde dünya bana güzel aşk bana diyar
Bana sevgili iklim mevsim
toprak ve su
Benimle yar yaren iller yollar ve dağlar
Ocak / 21
Kayıt Tarihi : 8.1.2021 14:41:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!