* Nasima (yüzsüz) Şiiri - Fatma Doğan

Fatma Doğan
75

ŞİİR


7

TAKİPÇİ

* Nasima (yüzsüz)

NA SİMA !(YÜZSÜZ)
#fatma doğan

Hangi sözlüğü açıp baksan, yabancı kendine , takındığın ismin,
Mermere kazınmış nasima yüzünün, yok bende kayda değer bir karşılığı,
Elinde, İdrisin bilgisinden devşirilmiş yeni yetme şirazesi bozuk iletki ile,
Kirpiklerinin kaç derecelik açıyla kıvrıldığını mı ölçeyim ,
yoksa her bir telini cımbızla kopartıp aldırdığın Hilal kaşının yayını mı?
Ya da estetiğin cılkını çıkardığın altın oranı sapmış hokka burnunumu
şimdi bana söyle.
Bu mu ,nicel değerin? Bu mu kendine reva gördüğün kimliksiz eder?
Halbu ki, Sen Gözlerimden, sözlerinin sülbüne düşmeden daha
ben yüreğimin tarihine not düşmüştüm secereni,
ölçmüştüm karış karış Boyunun ölçüsünü , saymıştım sen suyunu yudumlarken kirpiğinin adetini
Kristal cetvellerle bir olmaz demiştim ,benim gönül gözümün endazesi
Mesela Gözlerin bitmek tükenmek bilmez bir dağ silsilesi benim için kilometrelerce ırayıp giden
Kirpiklerin arazimi metrelerce dolanan bir deli orman , yamaçlarının açısından daha da dik ,asi başın.
Gözbebeklerin berrak suların içinde oynaşan yarı çapsız küreler,
dokunsam çıkıp gelecek sanki tarihin sisli denizlerinden Gülüşünün abaküsüne dizilmiş gibi inciden dişler
Neden asi ve hırçınsın bu kadar,
Hrçın Karadenizim de bile dağlar, denize paralel uzanır boylu boyuna sahile yatar
Sende Egeden kalma mı böyle dikine dikine zıttıma isyankar huylar, kafa tutmalar.
gözlerin bu denli tanıdıkken, yüzün neden böyle yabancı ve soğuk bana,Nasima
Çamura bulanmış helenik ellerini sakın gözüne ve yüreğime bulaştıma
Çaresizliğin çizmeleri var ayağında görmüyor musun, çıkmış dizine kadar.
Hangi bataklıklardan bata çıka geldin, hangi karanlık yunakta sabunsuz yuğdun.
Nasima ,ben senin gözlerinden değil ama sen benim gözümden düştün bugün
Pasaklı ve saçaklı bir yorgan gibi silkeliyor seni tarihin elleri ,
Mavi saçlarından dökülüyor adalarımın bitleri bir bir
Cetvellemi ölçeceğim milim milim kaşlarının arasını
Nasima,
De git, Yaşanmamış asırlardan geliyorum şimdi ,ben ne asırlar gördüm
Kimi O kadar parlak ve apak,
Kimi O kadar yosun bağlamıştı ki zihni bunak,
Kiminde o kadar nisandı ki mevsim, kiminde o kadar insandı ki insan.
Bazen de insanlığından utanırdı şimdiki gibi insan
Nasima adının karşılığı yok sözlüklerimde
benim için beyaz bir gül hışırtısıydı sesin,
Bir kelebeğin çığlığıydı, kirpiklerinin inip kalkması,
Her damlada dünyamı hem ısıtan hem üşüten yağmur zerreleriydi gözyaşların.
Ben nasıl ölçüp biçerim seni cetvellerle
Nasıl bölerim uykunu, nasıl çıkarırım gönlümden söke söke
Nasima !
Cevabın yok değil mi ve
Bu yüzden çekip gittin üstelik ,
aşk hep kıymet bilmezin peşinde gezermiş yana döne, şaşırtmadın beni
Gittiğin iz, iz değil, gittiğin yönden doğmuyor, batıyor o tarafta güneş
Yüreğini yakan olimposun sahte ateşine imrendi yüreğinde asırlardır yanan masum çıra .
cevabın yoktu bana ve gittin o gidiş.
nasima ölçtün biçtin ama ne kötü ölçtün biçtin
hiçbir sözlükte geçmiyor artık adın sanın.
Nasima !helenik mermer bir heykele hapsettin kendini,bitiş o bitiş.
İyimi ettin sanki, şimdi isimsiz ve yüssüzsün, hem de kimliksiz.
(FATMA DOĞAN 05.02.2025/TURHAL)

Fatma Doğan
Kayıt Tarihi : 5.2.2025 15:38:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!