koştururken gördüm hep seni
daha dün gibi,
bir karıştı boyun
yalınayak
çıplak
toz toprak
oysa kirlenir yaşam,
her gün.
kurnazlık,ikiyüzlülük tuzağında.
kurduğun düşü görmek
akla karayı seçmeyi,
kendinden geçmeyi,
güzel olmayan çok şey vardı
omuzumda ceket
ağzımda cıgara
alnımda ter
cadde
güzel olmayan iyi olanlar mıydı
hayır
bir martı denize düşmüştü
bir ben vardım ölümünde
bir ben vardım sahilde
milyonlarca insan arasında
çığlık üstüne
çığlık...
bir ben işitmiştim
martılarla dalgalardaydım
bunca insan arasında
martıların
balıkların
beş parası yoktu
benim de
oysa aramızda iyi olmayan çok şey vardı
onlar mutluydu
ben mutsuz
milyonlarca insan arasında...
Temmuz-1977
mutlu olmaya geç kalıyorsun
zil çoktan çaldı...
çocukluğumuzun sevinçli,
düşsel dünyalarında değiliz artık
zaman gün batımı gibi iniyor ufka
hayat, umut etmek
ve mutluluğu beklemekle
geçip gidiyor...
nice gülümseyişleri,
daha büyükleri için feda ettik
son sayfaları çevrilirken şimdi ömrün,
bildik ki; eldeki bir
olmayan ikiden büyük.
geç kalma mutluluğa
umut etmek güzel olsa da
elindeki biri anla
ona sarıl canla....
hayalin dökülür üstüme
kaçmak isterim,kaçamam.
sırılsıklam olurum senle
hayalin dökülür üstüme.
yok kaçacak bir yer
ne gökte,ne yerde
hep seni düşledim yar
yüreğimde taşımaktan bahtiyar
olmak var
diye diye
inandım bu düşe
ne var...
varlığın ölümüm,
yokluğun dirilişimdir...
her şeyi varlığında unuttum
okumayı,düşünmeyi
yazmayı,resim çizmeyi.
varlığında bırakmışım kendimi.
Macahel....!
içimdeki tutsak.
ömrümce gezdim,
kimi yakın kimi uzak,
hangi diyarda bir dilek tutsak,
sana dair oldu,
onbeş milyonluk koloni kuşatmış şehri
kemirebilmek için kusuyor üzerine zehri
insan olmaya dair ne varsa,yok gibi
ne altı kalmış temiz ne üzeri
caddelerinden sokaklarından geçtim
önce onlar daraldı sonra ben daraldım
bulutlara yaslı binalarına baktım
sığmadı yüreğim
yorgun düştü gözlerim
kimse sormuyor ki;
ben neyi özlerim
bir yerlerde gönül köşkleri varmış
aradım,,,aradım...
bir karanlığa baktım bir aydınlığa
bir tanrıtanımazlığa vurdum
bir softalığa..
hep bilindik şeyler
oysa zaman yeni şeyler söylemekte
bu dili bilmekte
öğrenmekte
marifet istemekte.
ah koca şehir
faniler gelir
sana hükmettiğini sanır
tüketir kendilerini
herşey mazide kalır..
taşın toprağın altın dediler
yedi tepene bir bir çömeldiler
kurtlar sofrasını kurup
afiyetle birbirini yediler
lale devri gülleri
sinene inen top gülleleri
tozuna bulanmadı mı
kralları,imparatorları
kurarlarken türlü türlü düşleri
çıkıp gelseler
ve görseler,görseler ki; tüm kavga
aslında bir yolculuktur
ezelden güzele
güzelden gazele
el ele,hep birlikte
bir bilseler bir bilseler
ey koca şehir
yarimi çalan şehir
gövdemi bırakır giderim de
ruhumu etmem sana esir
ahdeder,adını anmam
yollarıma güller döksen de kanmam
kırgınlığım yok ama
benden hayır yok sana.
acılarla tükeniyorken bile,
aşk ile
sabır ile
kendin olmayı dile...
olmak istediğin;
parlak,ışıltılı bir ateş.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!