ÖZLEM
Yatakhane, bir hafta sonu tatilinin durgunluğu içindeydi. Vedat, pencereden yarı beline kadar sarkarak aşağılara baktı. Derin bir boşluk ağır ağır döndü gözlerinde. Yıllardır aynı pencerede, aynı görünümle karşı karşıyaydı sanki. Bıkkınlıkla kaldırdı başını. Yaşamaktan bezmiş bir hali vardı. Bakışları durgun, ağır bir sessizliğin arkasında çizgiler bırakarak uzanıyordu. Ellerine baktı. Avuçları kan içindeydi. Bir an durakladı. Yaşamayı ölümden ayıran çizgi, kıpkırmızı iki dudak arasındaki boşlukçasına aydınlık ve o denli korkuluydu.
Işıklar güçlerini yitirdiler. Karanlık bir yeşil döküldü ağaçların üzerine. En yakınındaki yaşlı kayın ağacı, iki bükümlüğünde, eskiliğinden uzun süre titreştiler. O dallara uzanabilmek, onlara dokunabilmek için büyük özlem duydu içinde.
Bende ar olmazdı sen olmasaydın
Ak nergizler sana aksın dağlarda
Balda sır olmazdı sen olmasaydın
Dağlardaki güneş doğmaz aleme