hangi coğrafyanın neresinde belli değil,
karanlığın içinde kaybolan,
ve yalnızca bir sokak lambasıyla teşhis edilebilen ıslak bir mevsim yağmuru...
soğuk değil; ılık bir rüzgarın melodise uymuş,
................savruluyor....
***önce***
Gördüm.
Öyle bir gülümsedi ki
Bütün masumiyetler
Kendini ele verdi.
Ve tutuklandı kalbim…
beklemekle ele geçen
dakik ve kritik iç güdü
ve güdümlü bir infilak
göğüs boşluğumda
yankılanan esrarengiz patlamada
kan
Günün ortasına çöreklenmiş: telaş…
Düğümü boynundan sarkıtan,
Gözü dönmüş katillerin parmakları: canhıraş…
Ve asılı kalıyor yanlışlıklar.
Suskunlukları emzirdikçe,
Karanlığa gömülen cesetler kokuyor…
hoşgeldin yanlızlığım
biliyor musun?
bir an tereddüt ettim.
hani bir an
geç kalacaksın sandım-
-da yanıldım
durgun bir günün,
suskun bir saatinde,
patlayan tabancalar,
ve çılgın ayak sesleri.
korkma!
ne gördüysen: kararlı susuş!
I
Tükeniş
Kaçınılmaz gidiş.
Söylediklerim mi
Söylemediklerim mi?
Gerçek olan?
yağmurlar çağırıyor seni....
Git ne duruyorsun?
özlemlerin çarpsın gökyüzünden yanaklarına doğru...
ben olmasamda...
yağmurları al sen koynuna.!
cenin,
rahmindeki yalnızlık...
içinde leş kokusu cenin...
oysa doğacaktı
gözünün önünde,
Boşluk.
Adı konamayan her şey gibi savruk,
Kara kalemlerde, portresi boşluktu dünyanın...
Boşluk içine çeker yaşayan ne varsa,
Bir çiçeğin köklerinden, gövdesini emer gibi,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!