-Havalar nasıl?
İyi görünüyor, ama benim gögüm kapalı ve yağışlı.
-Dikkat et!
Ederim.
-Şemsiyeni yanına almayı unutma.
Dedimya benim göğüm kapalı,
Ayağım toprak, başım gökyüzü.
Alnımda taşırım,
bulutları ve tarlaları.
Sevinç ve hüzün ekerim mevsimsiz.
Yangın olur kimi zaman dizlerime dek.
Boğazımda dügümlenir sessizlik.
Kalbi bir mezarlıktır insanın,
adların, anıların ve yüzlerin yan yana dizildiği.
İki kürek acıyla gömülüdür kimisi,
kimisi pişmanlıkla
ve gül sunulur kimisine gün boyunca...
Nadir Kaya
Ki girersen birgün diye denize,
kağıt bir gemi yapıp,
bıraktım onu dereye.
Değiversin usulca,
incecik bileklerine....
Nadir Kaya
Yıkanıp, arınacak bir gün ınsan,
yaşamın o saf ırmağında.
Ve anlayacak o gün geldiğinde,
hayvanların, ağaçların ve toprağın kardeşi olduğunu,
efendisi degil de...
Nadir KAYA
Mavi bir kelebektim o zamanlar.
Kanatlarımda taşırdım,
güneşi ve yaşamı.
Görmezdi kimseler,
sessizce ölürdüm akşamları.
Sonra gün yeniden doğar,
Eskidendi.
Aklıma düşüp, çıkmadığın o vakitler...
Gökyüzünü koynunda taşıyan,
bir dere çizerdim şehrin ortasına.
ve kıyısında bir kulübesi olan.
Dere, yıldızlarıyla akarken ayaklarımızın dibinden,
İyice uzadı geceler.
Sabaha çıkan kuşların sevinci,
en az senin kadar,
görülmeye değer.
N.Kaya
Bebeklerin ellerine benziyor,
yeşermiş yapraklar.
Donuk bir tebessüm kalmış yüzlerinde çiçeklerin.
Mart ayının ihanetinden mi,
yoksa bizden mi,
kimbilir?
Her canlı başka uyanır bu mevsimde.
Bir dal çicek açar,
bir dalın boynu bükük
yatar, sere serpe...
Nadir Kaya
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!