Dök ağaç dök yaprakların, vakit tamam güz düşer,
Küser gider yar eline, gönlüme bir köz düşer.
Yaprak düşer, insan düşer, yağmur yağar yaş düşer,
Yaz geçer de hazan gelir, gönüllere yas düşer.
Gittiğim her yerde, hep seni sordum,
Sokakta, caddede, kaldırımlarda.
Dumansız ateşle yanan bir kordum,
Sokakta, caddede, kaldırımlarda.
Ağlarım, inlerim duyulmaz sesim,
Aşk hikayesini yazıp bitirdim,
Dün gece gönlümde şafak sökerken.
Her sayfasında ben, beni yitirdim,
Kanlı gözyaşımı sensiz dökerken.
Adını nakşettim her satırına,
Derdimi yükledim aşk katarına,
Bunca yıl bekledim gül hatırına,
Hasretini tespih gibi çekerken.
Ellerim uzanır her gece sana,
Ben sana uzağım, yakınsın bana,
Alıver ne olur beni koynuna,
Aşk tohumlarını kalbe ekerken.
Tüm sırlar saklı kaldı asırlarda, yıllarda,
Gidilip dönülmeyen o karanlık yollarda.
Sözler nafile bekler tutsak oldu dillerde,
Kapı kilitli kaldı, anahtarı Tanrı'da.
Ağıtlar yarım kaldı burkulan dudaklarda,
Seneler geçti bak; hep sensiz, yalnız,
Uzayan yolları bağlayamadım.
Gözlerim doldu da pınarlarım buz,
Hıçkıra hıçkıra ağlayamadım.
Yaram derindeydi, hep çılgın ateş,
Bu sevgi denizinde damla damla umutlar,
İnan ki sevdiceğim yüreğime az gelir.
Gönül aşk gemisinden demir aldı bir kere,
Yelken açtı sevdaya, bütün yollar düz gelir.
Asma o gül yüzünü, bakayım doya doya,
Düşürüp sonbaharı alnındaki çizgiye,
Yalnızlık limanına demir atma ne olur.
Senin kutsal varlığın bana Hak`tan hediye,
Kalbe giden yolları, gel kapatma ne olur.
Kara kışa aldırma, sen de gül bahar gibi,
Bağrına bir kurşun yemiş,
Baygın bakan bir periydi.
Ah çekerdi hayli zaman,
O bir gönül esiriydi.
Akıp giden bir zamandı,
Bu son seslenişim, son ilkbaharım,
Bir daha dalında açmayacağım.
Tükenen ömrümden bir gün sayarım,
Gönül kapısını açmayacağım.
Sözlerin bir kurşun, bakışın tehdit,
Sen de benim gibi yalnız mı kaldın,
Issız dağ başında ardıç ağacı?
Yorgun dallarını dört yana saldın,
Alnımda yazısın ardıç ağacı.
Ben gibi sevdiğin eller mi aldı?
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!