Masum gözlerinde göz yaşı olsaydım.
Uyanmasaydım bir daha dünyaya...
Zamanın kucağında...
Alsaydı bütün vücudumu kollarına
Fezalara uzatsaydı başımı...
Gönül telimi titreten yalnız sensin.
Bu gurbet akşamında
Boşluğa atılmış bir ok misali
Uykularımı bölensin.
Sensiz hiç yapamıyorum buralarda.
1881...
Türk milletinin ebedî feyzinden
Bitmek tükenmek bilmeyen enerjisinden
Töresinden...
Gözleri yemyeşil
Yüreği zafere kenetli
Bu âlemde yalnız kalmak
bedenime
zor geliyor...
Yâr ardından bakıp kalmak
gözlerime
Sen,
Karanlık gecelerde
Ay’a içini açtın mı hiç?
Peki Sen,
Bakışlar ardındaki ma’naya
Kafa yordun mu hiç?
Sabahları sessizlik
bogulurken
O sesle...
Kalp lerin pası gider
duyulurken
O sesle...
Fuzûli heveslerle geçmiş bunca zamanım
İşte tanıdım seni sensin serv-i revânım
Sende mest oldu gönlüm saçıma aklar düştü
Aldığım her nefeste kokun yâdıma düştü
Korkuyorum...
Bu karanlık merhametsiz geceler bir katil kadar sessiz
Ağlıyorum...
Sessiz bir şarkı dinliyorum.
Sensiz, günahkâr ve çaresiz...
Yüreğim bu gece taşlar kadar hissiz
Her şey kıvamında olmalı.
Akıl ve gönül at başı gitmeli örneğin
İnsan ya tam sevmeli.
Ya da hiç ümit vermemeli.
Sonra bir kucak sevgi,
Bir bağ akıl,
Gül solmuş...
Bülbül ölmüş...
Bahçıvan bağını bozmuş...
Kalpler yaprak gibi solmuş...
Muhabbet bülbülüm otmuyor artık.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!