Bir zâlimin ellerinden tuş oldum,
Sırtımı yerlere vurdu, gidiyor...
Henüz baharımda, Kara kış oldum,
Boranı başıma sardı, gidiyor..
Arandı, gözüne beni kestirdi,
İnsanın insana ettiği zulmün,
Gün gelir hesabı sorulur elbet.
Dünya dediğimiz şu berbat filmin,
Dönen halkaları kırılır elbet.
Nefis yenilmeden koşar bir zaman,
Hilebaz pazarda şöhret olunca,
Doğruluğa âşık kul susar gider.
Zengini parayla dostu bulunca,
Yoksulun cebinde pul susar gider.
Bin türlü oyunlar oynar durmadan,
Sanmaki bu gözler sana ağladı,
Gönlümdeki beyaz gülleri sevdim.
Hayallerle can'a coştu çağladı,
Karalar içinde alları sevdim.
Hiç sönmek bilmeyen alevsiz kordum,
Kabus dolu rüyalarda yaşarım
Köyümüzde, kurtla bekçi bir olmuş.
Adım adım dağı taşı aşarım
Hak söyleyen ağalarım sır olmuş.
Tepinirim, kör kuyuya düşmüşüm
Gardaş...
Yürekde yangınım kor alev oldu,
Sular, söndürmeye yetmiyor gardaş
Hazanda bedenim, güllerim soldu
Çözemedim şu hayatın ipini,
Bir urganda, kırkbin düğüm baş gördüm.
Aramadım üzümlerin çöpünü,
Her fırsatta dişlerimde taş gördüm.
Sevdâ ile yaraladım kendimi,
Dedim: Gardaş bu dünyanın hali ne?
Dedi: Sorma! Düştük zâlim eline...
Dedim: Şimdi bulunmaz mı çaresi?
Dedi: Boş ver; sen de var git yoluna...
Dedim: Olmaz! Haksızlığa susamam!
Kal Diyor...
Aldırma söylenen hiç bir sözüme,
Bak gözlerim sana burda kal diyor.
Anlarsın son defa baksan yüzüme,
Her insan elbet ağlarda,
Analar bir başka ağlar.
Akıp giden sel çağlarda,
Analar bir başka çağlar.
Her yüreğe ateş düşer,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!