Vasat aşklarla devlet kurarken
yalan gözlerinden okunur olmuş
Sevgi madalyası taktığım yeni ihanetlere
Hadi bir madalya da senden olsun!
Boynundaki kopan kolyeden dökülen
Ellerinde aşk birikintileriyle
Hayatının en kuytu köşesinde
kendine yer ayırmış biri
Kalbini bir karavan gibi sürerken
suskun hayatının arka bahçesinde
Büsbütün karanlık bir rüyada,
mezarında biten otlar ağlıyordu
Usul usul ilerliyordu
ormanı terk eden ağaçlar
Uyurken tahriş olmuş organlarım
Senin için gökyüzü icat ettim büyük uğraşlar ardından
sevdana aldanmayı düşünerek
Gözlerimden yaşların akmasına saliseler kalmışsa
Kızarmışsa yüzün, ellerin donmuşsa soğuktan
giderken bavuluna beni de koymayı unutma!
Göğüs kafesimi aç ve serbest bırak kalbimi
Gözleri yaşlarla dolu kadınlar
bir şato inşa ediyorlar geride kalan hüzünlerine
Uzak doğudan bir filozof
piramitlerin iç hacmini hesaplamakta Tibet diyarından
Flu dağlara kaçışmakta tüm sevgililer
Filistin’de canlı intihar saldırısı,
Anlamsızca tutunuverdim
Şifası imkânsız bir hastalık gibi yaşamım;
ruhum, aniden paylayacak bir volkan edasıyla
içten içe kaynıyor…
Damarlarımdan akan o tesadüfi sıvı
sıkıştırırken demirden göğüs kafesimi
Benden sonra ne olur
düşünmek bile istemiyorum
Bir baş dönmesi gibiydi yalnızlığım
yere yığılıp düştüğümde fısıldadı kulağıma
Sis gibi bir şey akıp gitti içimden
Sahte bir belge ile severken seni
Cebimde yarısı yırtık bir fotoğraf,
elimde kırılmış bir şişe şarapla
kanattım dudaklarımı
Gözlerimi sana bırakıyorum
Sakla, koru onları
Uzak bir istasyonda,
terk edilmiş boş bir trenin
camlarına yapışmış boş bakışlarımda,
kuşlar çaresizliğime selam durur
Sen de o trenin en hüzünlü vagonunda
Arkamda aktif bir volkan bıraktım
Yalın ayak kaçıyorum gerçekliğimden
Suya girsem aklımda hep sevdam kalacak
Çöle düşsem kalbim kumla dolacak
Aşkın gerçek manasını öğrendim demin




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!