Sabrımı taşırdın, kanıma girdin,
Bu yürek bu yükü niye taşısın?
Karşımda oturdun, beni görmedin,
Bu yürek bu yükü niye taşısın.
Suların bahçeme akmadı bir gün,
Saçma, saçma
Her şey saçma.
Onu sevmek,
Ondan kaçmak,
Şimdi onun
Bir başkasında olduğu kadar
Olmaz olsun istemem, ne seni ne gölgeni,
Ellerin çağırmasın, gözlerin şöyle dursun.
İçimdeki fırtına, dertle harman savursun,
Olmaz olsun istemem, ne seni ne gölgeni.
Gelişin, kayboluşun bir kısacık an olsun,
Önce sen gel... Kapımı çalmadan ecel.
Ölümden siyah olsan; gel, büsbütün gel.
Mutlaka geleceksen bir gün sen bana,
Yarını bekleyemem, n'olur bugün gel.
Öperek uzaklaş sevdiğim benden,
İçimde sımsıcak duygular kalsın.
Dudağın kalbime serenat çalsın,
Öperek uzaklaş sevdiğim benden.
Sen her gün gördüğüm hayalsin, düşsün.
Sabah olsun diyorsun;
Oluyor.
Akşam olsun diyorsun;
Oluyor.
N’oluyor!
(1999)
O gelir, kapım her açıldığında,
Gönlümü o öksüz bırakır gider.
Eski bir şarkıdır yâr dudağımda,
Vuslatla başlayıp, hasretle biter.
Baharda o beyaz güllerle gelir.
Saçlarıma aklar doldu,
Kadın seni anlamadım.
Dal kurudu, çiçek soldu,
Kadın seni anlamadım.
İnce beyaz ellerin var.
Bu hâlin ne anlam taşır bilemem,
Dudakta tebessüm, gözler kararsız.
Şaşırdım, kendime bir yön veremem,
Ellerin ''gel'' diyor, sözler kararsız.
Sarı saçlarını sevip dört mevsim,
Yanma kalbim, yanma artık, bende tâkat kalmadı.
Sen severken ben yoruldum, aşkta bir tad kalmadı.
Söyle dinsin dert ve hasret, söyle dursun ağrılar,
Sen severken ben yoruldum, aşkta bir tad kalmadı.
Yanma kalbim, ben usandım, ne sazın var ne sözün.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!