Keder dolu acı birgün
Geldi geçti ey sevdiğim
Bana ölüm sana zulüm
Geldi geçti ey sevdiğim
Bahar geldi yeşillendi
Yine efkârlandım yeşil sahrada
Pırıl pırıl yanar başkent Ankara
Apartmanlar gökyüzünü delende
Anası kızından güzel Ankara.
Öğrenciler kol kol olmuş dolaşır
Yandı…
Kavruldu çukurova.
Kurtulmak için koştu
Serinlemek için uzandı ağaçların gölgesine
Olmadı…
Yanıyordu yeryüzü
Çukur bir ülkeyi gezdim
Üçte biri set çevrili
Kuzey denizini gördüm hırçın ve kaba
Dalgalar döver kıyıları,
Küçük bir teknede balık tutar Hollandalı.
Cinsiyet herkesin özel tercihi
Yaratılanı seviyorum yaratandan ötürü.
Göçmenler gibi homolar, lezbiyenler insanca muamele görsün
Güvercinler gibi özgürce yaşasınlar toplum içerisinde,
Lakin nikotin olmasınlar gençliğe.
Küçükken Yunus Emre, Karacaoğlan, Pir Sultan Abdal,
Ve Dadaloğlu’nun şiirlerini ezberlerdim.
Kafiye, durak, redif, nakarat derken,
Bolca okudum Yahya Kemal Beyatlı’dan.
Unutmadım Faruk Nafiz Çamlıbel’le Fazıl Hüsnü Dağlarca’yı
Ílham aldım her zaman Orhan Veli, Cahit Külebi’den.
Ey sevdiğim bak yüzüme
Vur sineme öldür beni
Sevdan ile oldum gazel
Vur sineme öldür beni
Kız senin aşkın elinden
Hasret kaldım göz pınarım çağlıyor
Al yazmalım yüreğimi dağlıyor
Bülbül gelmiş gül dalında ağlıyor
Sevdalıya türkü olan yaylalar.
Burcu burcu kokar çiçek dağları
Burunları bile kanamadı 5 kişinin
Bariyerler paramparça, Mercedes hurda.
Ölüm teğet geçti.
Yer mi?
Nürmberg’ten sonraki inişti.
Mutluluk mu?
Çalı dibinde kanadı kırık bir kuş gibidir
Günlerce sarar sarmalarsın
“İyileşsin” diye gözünün içerisine bakar
Avuçlarında beslersin.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!