Sabahın alaca karanlığında
Arkadaşlarımızdan birini
Kahpe kurşunla vurdular.
Neden?
Nedenini ne ben,
Gözlerin, hele o mavi gözlerin
Baygın bakışların yaktı ruhumu.
Bir de manken gibi yürüyüşün,
Kavurdu kalbimi benli kız.
Bazen maksi, bazen mini
Tuz, çemen, kırmızı biber ve etten
Yaparsınız pastırmayı Kayseri.
Eşeği boyayıp anasına satanların
Kurnazların yuvasısın, pastırmacı Kayseri.
Kış, yaz başı dumanlı Erciyes’iyle
Sayimbeyli iniş yokuş
Yayla evi geniş ve loş
Komam seni bu ellerde
Geri ver babamı; Tanrım
Sarı saçlar tutam tutam
Ey erguvanlar şehri Ístanbul.
Yedi tepeden topladım seni, çiçek gibi tek tek
Sense iki kıtayı birleştirip sundun bana
Çağlar kapayıp çağları açtın
Nice imparatorluklara başkentlik yaptın
Onbeş milyonluk nüfusuyla ey şehr-i Ístanbul
Daha hızlı kanat çırpın, yükselin göklere
Vurmasınlar gögsünüzden yağlı kurşunla.
Yanmasın anaların yüreği, feryatlar çınlamasın
Akmasın gözlerinden çocukların kanlı yaşlar.
Ağlamasın bir ulus arkanızdan,
Karşıyım;
Çocukların çalıştırılmasına,
Kadınların dövülmesine,
” Dayak cennetten çıkmış ” diyenlere, karşıyım.
Karşıyım;
Bankaların hortumlanmasına,
Yaz dediler.
Adana’yı yaz dediler,
Çok sıcaktı yaz dediler.
Barajı gez, Karşıyaka, Kanal'ı
Dolaş dolaş yaz dediler.
Karın aç, gözler aç, nefesler yavaş
Íki gece, üç gündüz
Rüyamda görürüm ekmek kırıntısı.
Bir bardak su, biraz ekmek
Maksat değil mi nefsi köreltmek
Paylaşmak elimizdekileri,
Yârim güle benzer, alev deryası olmuş gonca dudağı
Her gün rüyamda görüyorum onu,
Doyamıyorum.
Yağmur damlası gibi aşkını tutmak istiyorum avuçlarımda
Gökyüzünden kayan yıldız gibi akıp gidiyor
Durduramıyorum.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!