Gümüşhane İli Kürtün İlçesi Taşlıca Köyü Çatalkaya Mahallesinde yaşlıların diliyle kiraz ayında 1956 yılında dünyaya geldi (Nüfusa kayıt 2 yaş büyük yazılmış) .Dört erkek bir kız çocuğunun beşincisidir.
İlkokulu mahallesinde, İmam-Hatip lisesinin orta kısmını ve lise son sınıfına kadar Gümüşhane'de son sınıfı ise 1976 yılında Giresun'da tamamladı. Aynı yıl yaz döneminde Köyün Tohtamur obasında köylüler tarafından ahşap malzame ile inşa edilen Kuran Kursu evinde fahri olarak 100'e yakın çocuğa Kur'an-Kerim, İlmihal ve Ahlak Dersler ...
Bu ayda rahmet gibi indi ilahi Kelam,
Bu ayda oruç tutan inananlara selam.
Bu ayda arza iner binlerce Melaike,
Af olur oruç tutan kalmaz üstünde leke.
İslam’ın şartları beştir
Yaşayanlara güneştir
Kelimeyi şahadet ki
Bütün alemlere eştir
Allah’la sohbettir namaz
Taze tomurcuklar salacak yerde,
Sarardı gönlümün tüm çiçekleri.
Neden tat vermiyor içecekleri?
Ümitler yurduna varılan yerde.
Bu duruşun kanatıyor içimi,
Bir kahpe kurşunla yere yığılan askeri
Ve çekilirken gözlerinden feri
Selama durmuş her bir neferi
Görünce babalarda ağlar evlat
Babalar da ağlar.
Değerli okurlarım!
İyi-kötü, hayır-şer bağlamında; az veya çok, isteyerek veya istemeyerek yaptığımız, emek verdiğimiz bütün işlerimizin muhakkak; ölüm ötesi hayatımızın inşasına temel teşkil eden bir boyutu vardır.
Var olan bu ilişkinin bilinçli bir şekilde yönetilmesi için, imani bir anlayışla derin bir tefekküre, içten bir tezekküre (zikre) ve samimi bir niyete sahip olmak gerekir. Böylece ilahi reçetede sunulan kuşatıcı, kurtarıcı ve haz verici ibadetleri yerine getirmekle; ölüm ötesindeki gerçek hayatımız için gerekli enerjiyi toplamış olmaktayız.
Şu küçük hikâyeden herkesin kendi açısından çıkaracağı bir ders olacağını düşünerek, gerekli yorumu, siz değerli okurlarımın engin yüreğine bırakıyorum.
Kıssa şöyle:
Adamın biri her zaman yaptığı gibi, saç ve sakal traşı olmak için berbere gitti. Onunla ilgilenen berberle güzel bir sohbete başladılar. Değişik konular üzerinde konuştular. Derken bir ara Allah ile ilgili konu acıldı…Berber: ” Bak adamım, ben senin söylediğin gibi Allah’ın varlığına inanmıyorum.” Dedi. Adam: ” Peki neden böyle diyorsun? ” deyince Berber: ” Bunu açıklamak çok kolay. Bunu görmek için çevrene bir bakmalısın. Lütfen bana söyler misin, eğer Allah var olsaydı, bu kadar çok sorunlu, sıkıntılı, hasta insan olur muydu? Terkedilmiş çocuklar olur muydu? Allah olsaydı, kimseye acı çektirmez, birbirini üzmezdi. Allah olsaydı, bunların olmasına izin vereceğini sanmıyorum…”
Şefkatle kollarını, açarak bekle beni,
Yanına geldiğimde, okşa istekle beni,
Pasta ve böreklerle, karşıla kek’le beni,
Anne, gelecek hafta, inşallah geleceğim.
Duydum ki oralarda, kurtla kuzu barışmış,
Duavarla sırtımın aralığında,
Süngerden yapılmış kalın bir minder.
Rahat bir uykunun aralığında,
Bir ses; sıkıntıya koşun gelin der.
Güvenme dağlara, şöyle bakınca;
Yollar üzerinden aşar bilesin.
Dağlardan ovaya seller akınca;
Dereler bendlerden taşar bilesin.
Ahiret yurduna yürüyenlerden
Rabia’lar gibi yaşamalısın.
Zaferi peşinden sürüyenlerden
Umudu öteye taşımalısın.
Sonsuz mutluluğu durmadan ara
Asker benim ordu benim yurt benim,
Koyun keçi kedi köpek kurt benim,
Kadın erkek genç ihtiyar kart benim,
Göz dikenin gözlerini oyarım.
Önde şehitlerim burda sağlarım,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!