Gönül bağımıza konup, göçmeden
Ak göğsünden, düğmeleri açmadan
Bu ömür senden, benden geçmeden
Bir kere kendine sor Ahu gözlüm
Hasreti yükledim seher yeline
Hızını kesmeden, yarin yoluna
Al götür nolur, gurbet eline
Perişan halimi, gördün mü Turnam
Gönül bağımızda bizi bekletme
Mihrican yelleri esmesin sana
Tomurcuk çiçeğin küsmesin sana
Talihin surat asmasın sana
Herşeyin yolunda yürüsün, Ali'm.
Yürüdüğüm yolları da düz sandım,
Hikmeti yok boş lâfları söz sandım,
Geçip giden mevsimleri yaz sandım,
Bahar diye yaşadığım kış imiş.
Atamdan yadigar ezelden ezel
Havası, suyu, bir başka güzel
Yaylası, ovası, döküyor gazel
Anadolu küsmüş, oldu mu gardaş
Adalet dediler, kimse takmadı,
Koltuğa oturan halka bakmadı,
Çok güvendiklerin sahip çıkmadı,
Kurduğun düzeni bozdular Atam.
Siyasi beylerin ayak oyunu,
Gönül bağlarımız kurudu kaldı
Umut yaylasında çiçekler öldü
Kul Nesimiler canından oldu
Doğruyu söyleyen kalmadı gardaş
Aslanlar vurulmuş yerde yatıyor
Gül yüzlü dostum nerden gelirsin,
Ne selâm verirsin, ne de alırsın,
Ben sana vurgunum, sen de bilirsin,
Gittiğin yerlere beni de götür.
Yine boran olmuş dostun illeri
Yürümez kervan gitmez bir zaman
Uçmuyor turnam susmuş dilleri
Bülbüller ağlar, ötmez bir zaman
Ahuzar neylesin Aygar dağına
Gönül bağımızdaki güle ne deyim
Bir selam vermeyen kula ne deyim
Halden anlamayan, hale ne deyim
Bizim haller, sizin hale benzemez
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!