Aygar dağlarının karı erisin
Engin ovamıza sular yürüsün
Divane gönlüme, benden berisin
Bekletme cananım, gel de gidelim
Duman çökmüş köyümüzün üstüne
Kurtlar girmiş kuzuların postuna
El altından arka çıkar dostuna
Celladına aşık olan kula bak.
Gel gardaşım aklımıza soralım,
Vatan için doğru karar alalım,
İçimize düşen kurdu görelim,
Biz bilelim, yadel bunu bilmesin.
Sinsi eller bağrımızı yokluyor,
Ortak pınarlarımıza zehir attılar
Kutsal inançlarımıza yalan kattılar
Bölünmez sevdaları parçalattılar
Sırtlanın ceylanı yuttuğu gibi.
Bulanık sulara, deryaya salsan
Döşümü, başımı, bağrımı yolsan
Ahıma girip te, canımı alsan
Bir kere yüzüme güldükten sonra
Zümrüt bağınızdan çöllere sürsen
Nereden gelirsin böyle
Bekletmeden tezden söyle
Hasretime himmet eyle
Vakit akşam oldu geçti.
Deli gönül efkârlanmış esiyor,
Ceylan gözlüm niye bana küsüyor
Sen gelince dilim bile susuyor,
Aman gülüm, diller seni üzmesin.
Esen yelde selâmımı duyarsın,
Gözümü gezdirdim ay cemalinde,
Bağlandım kaldım zülfün telinde,
Can da vereceksem bir gün kolunda,
Kolların yorulur, indir sevdiğim.
Harmanımı aksi yele savursan,
Hayli zaman yürüyorum, yoruldum,
Bu hayatın cilvesine kırıldım,
Bir güzele sevdalandım, vuruldum,
Bakışların kül ediyor sevdiğim.
Gizli hallerimi dosta hal ettim,
Dağları taşları sana yol ettim,
Gelirsin diye deste gül ettim,
Bülbüller ah eder, ötmez cananım.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!