Abdiyyete layık olmadı nefsim
Fazlına, keremine, kapına geldim
Fehâmet sıfatın var, her mevsim
Fakrımla, günahımla, affına geldim
Bilir misin bendeki seni nerde aradım?
Yıllarda, aylarda demde aradım
Değil yağmurda; karda, selde aradım
Mahrem, nâmahrem elde aradım
Uğruna bir başka belde aradım
Bazen semâda bazen yerde aradım
Havf eylerim, mâziye nazar etmeye
Kalbime hüzünden bir pay bırakır diye
Atîkten miras-ı keder, mâsum bir âtiye
Râciyim Mevlâdan, kadîmi getirir diye
N'oldu mikyasına, maraz-ı aşkı şân eyledin?
Âşıkın vaveylası, aşkından mı zann eyledin?
Musibet-i kebairi, sürûra mı kân eyledin?
Izdırabı kalbettin, kulûbe hân eyledin
Mizanı mı kaybettin âşıkîna t'an eyledin
Dün hânemizdin bizim, bugün harâbezarsın sen
Mâzide bükâ-yi sürûr, hâzırda girye-zarsın sen
Zeminde mihad idin, zamana oldun milad
Evvelde hayâlât iken, bugün ona mezarsın sen
Bekleyecegim...
İster gel ister gelme, bekleyeceğim.
Rü'yetin benden alırken beni
Yeşertir gönlümün solgun çiçeklerini
Uzak günlerin bir ihtimalini
Düşündükçe haykırır yüreğim, bekleyeceğim
Nâzenin yüreğinde câmidâne bir düştüm
Öyle çarptın ki varta-i fuâdına pir düştüm
Çok geç kalmışsakta canım, vakit bu vakittir
Eski kılıçlar gibi kudüs’e saklanmış şehadet
Öyle sanmışız canım; şehidlik ölmektir diye
Ömer’le hamza gibi çoktan masal olmuş şehadet
Fetihler devrinin çocuklarıyız biz, zamanımız gelmiş
SANA AĞLAMAMAK, ELDE DEĞİL İSTANBUL
SEN AYİNE-İ DAVAMSIN, BELDE DEĞİL İSTANBUL
Bâki demiş:
Âvâzeyi, bu âleme Dâvûd gibi sal.
Bâkî kalan bu kubbede bir hoş sadâ imiş
Fakir demiş:
Ma'lumdur, nice âvâzeyi bu âleme saldık.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!