hiç unutmam; eylüldü kıştan haber getiren.
ağaçlarda yapraklar ölümü seçiyordu.
çok önce yola çıkmış mazi yüklü bir tiren
yirmi iki yaşımın yanından geçiyordu.
henüz on yedi'mdeydim; bir tay dan daha toydum.
ülkesi kuşatılmış devrik bir lider gibi.
üzerime çullanıp sürgünlere saldılar.
onlar ki bu hayalin saklanırken ardında,
kah gerçeğin kendisi kah ise masaldılar...
ne aylardan eylüldür ne de mevsim sonbahar.
ılgıt esen rüzgarın bilmem ki maksadı ne?
çiçekler açmaz olmuş; neden solmuş yapraklar?
güllerimi sarartmak temmuz un ne haddine?
asırlık esaretin durur zincir izleri.
keyfim kime diyorum...
keyfim sana diyorum...
bunca yıldır ben sana baktım...
şimdiyse sıra sende...
amacından sapmış bir meşkale bulmuşsun sen.
imkansız umutlarla kaçmışsın emelinden.
her gaddar yanılgıda siyahı ak bilmişsin.
siyah üstüne siyah katarak ezilmişsin...
'belki bir lahza kadar müddetim yok cihanda';
gerçeği de katloldu bunu dediğim an'da.
nefes; bir nefes daha çalabilsem ati'den.
olabilsem ölümsüz; ayrılsam memati'den
senin üç çeyrek asır evvelinde gördüğün,
kabuslar gerçek oldu; vatan istiladadır.
fikrinle,kudretinle etten duvar ördüğün;
garb'ın emelleriyle milletin beladadır...
sütten kesilmiş bir anneydi
gözlerin sanki
aydınlıkla sütkardeş
ikiz bebeklerini karanlığa emzirten
hal tam da böyle iken
ne vakit ıslatsa kaldırımlarını küçük şehrimin yağmur,
önce buğulu bir hal gözlerimin ferinde.
sonra damla tanecikleri.
yoldaş olur gözyaşım yağan yağmurla
bir ürperti sarar bedenimi.
sensizlikten payıma düşen yalnızlığımdan ötürü.
sema küs şehre bu gün ve ben isyan etmekte.
rotasız duygularım hangi yöne gitmekte?
köşede bir oturak 'gel' diyor adım adım.
içime sorarım der 'ben o sesi duymadım.
'yol' dedim biter elbet başladığı gibi ani.
İnşallah her şey gönlünce olur Mustafa abi :)