Gün sızar penceremden sırıtarak,ansızın.
içim bir tuhaf olur; sarsar beni derinden.
günüme gölge eder çiğ sözü bir kansız'ın.
bu üryan çocuk doğar rabbimin eserinden...
ellerin,
ellerin ki katilidir kayıp zamanlarımın
ellerin ki kan revan
kızıla çalmış durur
her nefes balyoz gibi
tam bağrıma oturur.
ebedi uykudayım burası mahşer yeri
rahmetlik yoldaşlarım soruyorlar habire
ne gelen var ne giden öldüğüm günden beri
münker ve nekir bile uğramıyor kabire....
Eylül,gözlerindeki o hüzünlü sonbahar.
beni benden alırken başımı derde saldı.
anlaşılan bu aşkta mümkün değil ilkbahar.
gidiyorsan hadi git; bitime çeyrek kaldı.
vedaya müsait an; bavul orda yol orda.
Nevton'un kafasına düştüğümüz gün bile,
canımızın bu denli acımamış olması,
taze oluşumuza sunulmuş armağandı.
ama bir gün,
biz yine yerlerde sürünürken,
bir bıçağın üstümüze yüzü koyun düşmesi
ardınsıra koşarken topalladı yüreğim
tehlike arzetmekte ha durdu ha duracak.
korkuyorum güzelim ne yalan söyleyim.
ölüm atı kim bilir nerde nasıl vuracak?
o mevsimi yaşarken gülmedi kır çiçeğim
kar gibi yağ gönlüme temmuza aldırmadan.
sızını benden başka kimsecikler bilmesin.
senin için bu şehri ayağa kaldırmadan,
usul usul gel ki yar düşlerim ezilmesin.
pat diye gir içeri destura ne gerek var.
bir akşam ezanı hızında geçer zaman.
kopmasından korktuğun kıyamet korkusuyla.
cenneti arzularsın; amelin vermez aman.
ansızın yüzleşirsin rabbinin sorgusuyla.
gel vazgeç inadından,hatıralar yaşlansın.
demişsin ki 'unutsun,anmasın hiç adımı'.
her arzun vuku bulmaz,senin baban kadı mı?
aradan yıllar geçti; bir kötü haberim var.
artık çok geç ne yazık,unutmayı unuttum yar...
hasretin besbelli susamış kana.
yok senden bir haber hayli zamandır.
zamanı soracak olursan bana,
kendimin kendine küstüğü an'dır...
İnşallah her şey gönlünce olur Mustafa abi :)