(Dedemin Anısına)
Hiçbir şeyin başında ve her şeyin sonunda
Yol ayrımında değil, yolun sonunda
Şairin dediği gibi “kan burgacında”
Mekân değil, zaman değil
Yağmurlar yağdı,
Yedi damla düştü alnıma
Islandı yanaklarım
Şarkılar duydum,
anlamsız şiirler
Makyajlı aşkların parfüm kokan yalanlarından uzak,
Karanlık bir dünya kurdum kendime
Ne zaman bir ışık vursa içeriye, “sen” diye açtım kapıyı
Fakat her seferinde yanıldım
Her seferinde, boyası taze sahte kokular gördüm karşımda
Belki zor gelecek, ama susmalıyım
Sen diyârında uzaklığın, utanırken göklerden
Ben vatanında yalnızlığın,
Sırrımı saklamalıyım.
Zor gelecek biliyorum
Nice gitmeler gördü bu şehir
Belki sabahlar kadar..
Sâhi nicedir var bu şehir
ve nereye kadar?
Gece, yanık bir şey sesi
Şey, ama ney
Belki bir ney, belki de keman sesi
Yok yok, gece bir figân..
Şimdi ruhumu dökeceğim bir ırmak gerek
Şimdi gözlerde yaş gerek
Şimdi bir düş kurmak gerek
Ve şimdi, şimdi susmak gerek.
Kalbe düşen düş, buruk bir gülüş
ve en hırçın mevsimi dalgaların
İsmime bir “sır” damgalarım
O sırla anılır adım
Onunla başlar, onunla susarım..
Şiire gül düştü, kanadı serçenin kanadı
Saklı bir sevdâydı bu sır, ve ağır bir sırdı bu sevdâ
Talihine set çekilmiş bir fısıltıydın karanlık sokaklarda
Sakladığın değildi sırtındaki yük
Saklamandı kendini, buz kokan rüzgârlarda
Geceyse uyu
bebekse sev
kapıysa aç
uzaksa koş
siyahsa bak
huzursa dur
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!