TÜRK DÜNYASI ORTAK DİL VE ALFABE
Mustafa CEYLAN
**************************
2010 Yılında bir internet sitesinde Azerbeycan Alfabesi ile yazılmış bir yazının altından kopyaladığım yorumları aynen aşağıda takdim ediyorum.
SERBEST ŞİİR, düz yazı’yı (Nesri) makasla kesip alt altta kesik cümleleri RASTGELE sıralamak asla değildir. O zaman Düz yazı(Nesir) den farkı kalmaz ki, hatta nesri de bozmak olur o… Şekil ve kalıba HAPSOLMUŞ, ustaların eriştiği NOKTAYI geçememiş HECE VEZİNLİ şiir de MANZUME’ den öteye gidemez. ANLATIM-İfade- başarılı şairin KENDİ ŞİİR DÜNYASINDA YARATTIĞI bir TARZdır.
Bazı şiirleri okuduğunuzda onun şairini hemen bilirsiniz. Neden? Çünkü, o şair, şiir HALISINI DOKURKEN bir tarz-SÖYLEM BİÇİMİ’ ni- SESİNİN RENGİNİ yaratmıştır. Bir başkasına hiçbir şekilde benzemez.
ANLATIM TEKNİKLERİ’ nin bana göre BİRİNCİSİ TAHKİYE(Söylem-Öykülem) ’ dir, İKİNCİSİ de TASVİR’ dir.
Haydi baam koç yiğitler durma yok
Gölgeye yatıp da bıyık burma yok
Tarla tapan biçilmeyi bekliyor
(…………Çaykaralar içilmeyi bekliyor)
Terlesin sırtlar da iş buyurma yok..
Yasemen kokulu tüllerin penceresinde
Yalnızlığımın üç boyutlu sesi var:
Uzar- kısalır...
Oysa,
Beynimin hazine dairesinde
Bir yolcu oturur aşkın kölesi
Hişşşşttt! ...Bayram yerindesin belli
Dönme dolaptaki çocuksun,
Keyfine bak, tadını çıkar yaşadığın zamanın
Neş'e kat neş'ene...
**
-“Soğukkuyu (lâstik) giyer bizim oraların bebeleri hep…”
Nasırlı ellerinden ana oğulun
Umuda, güneşe, yuvaya kanat kanat
Yükseliyor bıldırcın
img src='http://www.muhammedinur.com/resimler/dervis3.jpg'
font color='blue'size='2'
Dost diye inleyen gönül erinin
Yerden su çıkaran asasındayım
Sildim izlerini dünya kirinin
Geçen zamanların tasasındayım
Güldenizi bir türkü tutturdum gidiyorum,
Üç şiirle adımı dünyaya unutturdum;
Hergün doğup yeniden bayramlar ediyorum.
Ebedî sürgündeyim yüreğinde bir çimin
Güvercinler yaralı, hüzne gebe her şeyim
Anaların ağıdını
Dindir gayri asker oğul!
Dağ başından paçavrayı
İndir gayri asker oğul!
Boyanmadan şafak güne,
Ankaralı ilim adamı Numan Efendi, bir BAYRAM GÜNÜ gelmişti üstadının yanına. Madde ilimlerinin en zirvesinden, mânâ ilimlerinin kapısının eşiğine bendolmaya gelmişti hem de bir KURBAN BAYRAMI sabahında. Atmıştı mâziye süslü kaftanlarını, lüks koltukları ve görkemli kürsüleri. Kalabalık insan topluluklarını, yüzlerce öğrenciyi ve alkışları geride bırakıp Bursa'da 'Ekmekçi Hoca' adıyla nam salmış, görüntüsüyle sıradan bir 'derviş' manzarası arzeden zatın kapısına dayanmıştı.
Üstadı; ona, adını sormadan daha,
-'Hoş geldin ey beklenen yolcu. Bu kurban bayramı sabahı hoş geldin. Bundan sonra biz ve cümle âlem 'BAYRAM' desinler, adın 'BAYRAM' olsun, olmaz mı? ' demiş;
Kapıda bekleyen ve erim erim eriyen dağ cüsseli Numan, kavuşmuştu bayramına... Bayram ediyordu içi. İçinin içindeki iç, bayram müjdesiyle, aldığı bu yeni isimle bayram ediyordu.
Sayın Mustafa Ceylan;
'Erzurum Gelin Geldi Gölü Efsânesi' şiirinizi okudum,. Çok beğendiğimi ifade etmeliyim, elinize sağlık
EREN HAKKINDA YAZILAN YAZILARIN BİR KISMI
ARİF'TİR O
Arif’tir arifliği vurur yüzüne
Bakarsın Eren’lere karışır bazen
Mevlana’ca düşünür, Yunus’ça konuşur
Kâh derviş olur, kâh semazen
Kars’tan ta Edirne’ye
Edirne’den ta Kars’a kadar
Yekvücut Anadolu O
...
SABİT İNCE' NİN ŞİİRSEL YOLCULUĞU
“Kim ne derse varsın desin,
Benim derdim Anadolu.
Dost düşmanım bunu bilsin,
Benim derdim Anadolu.
Varım yoğum feda olsun
Canım, kanım helal olsun,
Ben de varım diyen gelsin,
Benim derdim Anadolu.
Dağları gard ...