Mustafa Çelebi Şiirleri - Şair Mustafa Ç ...

0

TAKİPÇİ

Mustafa Çelebi

Bir sözüm vardır Erenler, söyleyeyim hemen bugün
Dinleyin yarenler beni, halden hale düştüm bugün

Nasihat edemem haşa, ilmim yok cahilem ben
Benzerim nadan ehline, ne olur halım bugün

Devamını Oku
Mustafa Çelebi

Aşk deyü ağlarım bende, leyli nehar her demde
Herkes bir yol tutmuş gider, alem kendi halince
Gah Muhabbet hırkasını giyer iken eğnine

Bir Leyla'ya gönül verir, ondanda görür cefa
Mecnun olmuşuz Leyla'ya, cefasıda hep sefa

Devamını Oku
Mustafa Çelebi

Seher vakti yari buldum
Bu alemde yar bilinmez
Demi demde çuşa geldim
vatanı mutlak bilinmez

Söyler isem sırrını ben

Devamını Oku
Mustafa Çelebi

Karşımda sallanan ay nurlu güzel
Seni gören canlar, bu candan geçer
Sevmişem ben seni ezelden ezel
Bunu bilen gönül bedenden geçer

Ahu dilber oldum ben sana hayran

Devamını Oku
Mustafa Çelebi

Bu cihana üryan geldim vallahi
Üryan geri göçer, giderim birgün
Dirilir kemiğim görür hesabı
Zebaniye selam veririm birgün

Hortlar mezarımdan kalkarım elbet

Devamını Oku
Mustafa Çelebi

Önümde engel, arkamda engel..
Ne bir adım öne atabiliyorum, ne bir adım geriye.
Sağım solum bellisiz.
Bir adım daha ve uçuruma yuvarlanacağım,
bir adım geriye ve herşey eskisi olacak.

Devamını Oku
Mustafa Çelebi

Bir nasihatımız vardır, dinlemezsin a gönül
Bak söyleriz dem be dem, aşktan uzak dur gönül

Yana yana yakılırsın, kül olur savrulursun
Zemzem suyuda kurtarmaz, köz olursun a gönül

Devamını Oku
Mustafa Çelebi

Gözüme bakınca, aynamsın dedi
Bana nazlı nazlı bakan o dilber
Seviyorum seni güzeller güzeli
Can ver ki bileyim, dedi o dilber

Cemalin görünce olmuşam hayran

Devamını Oku
Mustafa Çelebi

Ben Mecnun'um deyü, göğsünü germe
Ol Leyla bulunmaz, çöl olmayınca
Kays kalayım deyüp meydana girme
Şerbet içirmezler, hal olmayınca

Ben Bülbülüm deyü dava güdersin

Devamını Oku
Mustafa Çelebi

Hayat bir gemiye benzer. Koca denizin üzerin´de bazen müşterisiz kalkar, bazen tıklım tıklım dolu olur. Hangi limana varacağımız da belli değildir.Gah bu limana yelken açar, gah o limana yelken açarız. Nice fırtınalara tutulur da ' Ya rahman medet 'diye ağlarız. Kimisi gemisi battı batacak korkusu ile yalvarır hüdaya, kimisi de ummana düşüp, denizin acımasız kolların da can vermekten korktuğu için, medet umar hüdasından.
Ama eninde sonunda her gemi, sonsuzluk limanına yelkenleri açar. Bu yolcuklukta sadece müşteri değil, bir çokta yük yükleriz. Deniz yolculuğun da aç kalmak var, hergün balıkta yenmez ya...Yükleriz yükleri...
Babadan kalmış mirası, her liman da yaptığımız kazançlar. Ailemizin resimlerini, sevdiklerimizi, dost bildiklerimizi. Çalıp çırpıp topladıklarımızı, kırdıklarımızı, yıktıklarımızı vs vs..Yükleriz de yükleriz...Birgün o sonsuzluk limanına vardığımız da, yaka paça tutarlar bizi indirirler gemiden.
' Behey kaptan, ne yük taşıyorsun' diye hesap sorarlar. Bekçiler girer, her yeri didik didik ararlar. Yüklediğin yükler için, teker teker hesap isterler.
' Söyle bakalım kaptan, bu yükü nerden aldın...Bu mal kimindir? ...Kimden izin aldında taşıyorsun...Bu kız, bu oğlan, bu sevgili, bu kalp, bu gül, bu kedi kimindir? Nerden aldın, kimden izin istedin, kimin hakkı idi...! '
Ağlarsın, sızlarsın..Yalvarırsın' Ya rahman medet ' diye, ama sonsuzluk limanın da yalvarışların boştur. Vay o güne ki, yüklediğimiz yüklerin hesabını bizden soracaklar, vay bizlere ki veremediğimiz cevap için tek tek rezil rüsvay olacağız. Seni yaka paça tutup, o sonsuzluk aleminin padişahina götürürler. Padişahin karşısın da dilin tutulur, dizlerinden derman kesilir, gözlerinin ferdi kaybolur korkudan. Yıkılır kalırsın.

Devamını Oku