Sessiz Yalnız ve Yorgun
Sen kara gecenin parlayan mehtabı
Sen kalbimde yıllanan sevda şarabı
Sen ki güzelliğin mihrabı
Yıllandıkça guzelleşen
Iciyorum bu şarabı
Ben gamlı hayatın deminde
Bir garip aşk derdinde
Demlendikce sen oluyorum
Bir kitap okuyorum
Yaprak yaprak sen kokuyorum
Son askerine kadar onurlu savaşan bu milleti kitaplar yazsa yetmez
Kurt başlı tamgaya yazılsın yeniden
Türk Hürdür esir edilemez
Sağ yanında süzgün kuş gibi yalpa yapmış
Dalga dalga rüzgarda cehrene düşen saçın
Senin o gözlerin öyle güzeldi ki
Sandim Tanrı cehennemi gozlerinden yapmış
Sandim ince bileklerin ilk halkasıymış
Sevgili varlığınız bir ab kadar mübrem
Gönül odumu tutusturdugun vakit
Çeşm-i siyah ile
Aşkından mecnun oldu her hücrem
Ben okumayı düşlediğim kitabı beklerdim
Ektiğim ağacı santim santim büyümesini beklerdim Ama ben seni beklemeyi bilmezdim
Ben bilmezdim biri gelmeyeceği halde
Nasıl beklenir
Bana seni beklemeyi sen öğrettin
Bekletme gel gayrı...
Bir tablo
Bir plak
Perdelerin ardında
Bir kitap
Yahut hasta yatağında
Aşktan düşmüşse bitap
Ne kadar egitirsem eğiteyim cahil adam bir adam vardı icimde
Vursam da başını bin kere yeniden doğuyordu
Farkli bir biçimde
Kırgın bir aydinlik süzülüyor
Derme çatma hayatıma
Kaçak kat çıkıyor dertlerim
Şu yoksul fakiranemin damına
Acilen istimlak edilmeli bu yürek
Insan cesetleri üzerinde yükselen saraylar
Çocuk bedenlerinden akan kanlar üzerine serilen halılar
Büyük perdeler altında sahneli oyunlar
Geçer elbet gülüm geçer ...
Bir bebek gülüşü üzerine aydınlanır sevgiler
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!