Ölümü hayat gibi nimet diye yarattın,
Gonca gibi, açtırıp, güller gibi sararttın.
Güneşle nurlandırıp, gece ile kararttın
Bak karşımdasın şimdi, işin yok sağla, solla,
Hakikati hayratça haykırıyor MUSALLA
Doğum ile başlayan bir imtihan dünyası,
Bazen dolarsın aşkla, bazen tadarsın yası
Düşünmeli gerçeği, silmeli kalpten pası
İster asude yaşa, ister alla ve pulla
Deftere son noktayı attırıyor MUSALLA
Sırça köşkte yaşasan, gelip seni bulacak,
Binlerce yıl kalsan da, tatlı canın alacak
Sadece amellerin, yaptıkların kalacak
Gerçekler yaşanırken işimiz yok masalla
Hayat denen romanın hesabıdır MUSALLA
İyilik ve güzellik daim düsturun olsun
Kalplerinize aşkla, sevgi, muhabbet dolsun
Merhametli davranın, rahmetler sizin bulsun
Madem dünya bir bahçe, biçtiklerini yolla
Ne varsa çıkınında tartacaktır MUSALLA
Kayıt Tarihi : 3.7.2013 23:12:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Osman Erdoğmuş](https://www.antoloji.com/i/siir/2013/07/03/musalla-20.jpg)
Konusu, işlenişi ve bakış açısıyla faklı bir şiir düşmüş güne.
5’erlik bölümlerden oluşan
Bölümlerin ilk üç dizesinde hayatın kendisi işlenirken, son iki dizesinde de ölüm gerçeğinden kaçış olamayacağı vurgusu…
Gerçekten de ölüm olmasaydı, dünyamızda yer kalır mıydı?
Ölüm olmasaydı, yiyecek ekmek, içecek su, barınacak mekân bulunur muydu?
Ölüm olmasaydı, insanlar hastalıkları, salgınları, felaketleri, kıtlıkları, sel baskınlarını, depremleri, ne bileyim, ölüme bahane ne var ise yaşarlar mıydı?
Yoksa sadece yaşanılan olaylar ve karşılaşılan durumlar karşısında sadece belli süreler acı çekip veya çok uzun süre acılar içinde kıvranıp tekrar sağlıklarına kavuşurlar ve yaşamaya devam mı ederlerdi?
Ya yaşlanmak olur muydu?
Aman, olmayan şeyleri düşünmeye gerek yok sanki.
İyi ki Lokman Hekim bulduğu ölümsüzlük reçetesini rüzgâra kaptırmış.
Halimizden memnun kılmış bizleri.
Yüce Rabbimizin buyruğuna taat etmişiz.
İyi ki, hiçbir suç, hiçbir kabahat, hiçbir kötülük, hiçbir zalimlik karşılıksız kalmayacağı gibi hiçbir iyilik de mükâfaatsız kalmayacak.
Bir bakıma değerlendirmenin ilk adımı musallada başlayacak.
Sonsuzluğa, ebediliğe ve ölümsüzlüğe açılan kapının eşiği gibidir musalla.
Berzah âleminin giriş kapısının eşiği…
Aynı metrekarelik bir yer.
Makber…
Ve sorgu sual…
Allah, günah işlemeyen sevdiklerinden eylesin.
Sevgi ve saygıyla…
Altay Tigin
07 Şubat 2015
NOT:
“GÜNÜN ŞİİRİ VE ŞAİRİ” sayfasında yer almak istiyorsanız, lütfen en fazla iki şiirinizi “Güne Düşen Şiir” Grubu mesaj sayfasına ekleyiniz…
Ekleyeceğiniz şiirlerinizle birlikte, şiirinizin bulunduğu sayfanın alt sol köşesinde KIRMIZI RENKLİ Antoloji.com yazısının hemen üstündeki ŞİİRİN ANTOLOJİ NUMARASINI DA İSMİNİZİN ALTINA EKLEMENİZ ricasıyla…
“Güne Düşen Şiir” Grubu
http://gruplar.antoloji.com/gune-dusen-siir/
Ölüm, ölüm varlığın son bulduğu son nokta,
Ölüm,ölüm yokluğun yok olduğu son nokta,
Ölüm, ateşli mızrak cehennemin kapısı,
Ölüm, iremli bahçe cennetin anahtarı,
Ölüm, dikenli yolda varlığın son bulması,
Ölüm, güller içinde yokluğun yok olması,
Ölüm, ruhun gitmesi ızdıraplar içine,
Ölüm, ruhun dönmesi mutluluga sevgiye,
Ölüm, dönülmeyen yol yolların son bulması,
Ölüm, başlangıç nokta varlığın başlaması,
Ölüm, ölüm hesabın sorulduğu dönemeç,
Ölüm, ölüm sualden ya hiç geçme ya da geç,
Ölüm, zebanilerin oltasına düşmektir,
Ölüm, zorlu yolların sıratından geçmektir,
Ölüm, bir karış ğüneş içine garkolmaktır,
Ölüm bahar havası sevinçten boğulmaktır,
ÖLÜM, ÖLÜM SEN DE ÖL, ÇÜNKÜ SENDE ÖLÜSÜN,
ÖLÜM, TUBA DALININ HİÇ BİTMEYEN GÜLÜSÜN,
Hasan Ayar
TÜM YORUMLAR (15)