Ev neden bu kadar sessiz!
Gün doğumuna hoş geldin diyen kuşlar,
Cırcır böcekleri,
Güneşin bekçisi horoz,
Neden sessizliğe kapılmış.
Bir yanım var kalabalıkta susan
Bir yanımda var sessizlikte çığlık atan
Öyle yani iki insanı sığdırdım yekvücuda
Ama olan çığlıklarıyla bir çocuk
Bazen bir nehrin kenarına
Yağmurun altında, susuz bir şekilde kalmışım sanki.
Bir yanımda mutluluk, bir diğer yanımda huzursuzluk...
Mutluluğu gebeyim sanki his edemiyorum.
Hissedip görememek, düşünüp sesini duyamamak, bir saati öpüp koklayıp özlemini yad etmek.
Hakim bey ömürlük mahpusa at beni.
Dalgaların ay ışığıyla birleştiği tenhadan yakarıyorum, feryadımı.
Fatihin yurdundan yolluyorum gözyaşlarımı.
Dalgaların sesiyle inledi yüreğim.
Dursam da Marmara’nın en içten köşesinde,
etmez ki anamın dizindeki gözyaşı.
Görsem de konstantinye’nin eşsiz güzelliğini,
Gözlerinde okunan bir yorgunlukla başladı tüm hikaye;
Monarşi bir kelebek misali işlenmişti…
Reyhanî gülüşü,
İnci gibi dişleri,
Yakut misali dudağı, dudağından aldığı ufak ısırıklar...
Hikâyenin başına dönmek istedim...
Yağmurun çiselemesiyle başlayan bir gündü
Zaman durmuş mekânlar gizli idi
Tarih her köşesinden gelen farklı bir koku bulanmıştı
Yeni bir başlangıç, yeni bir hayat.
Hatta yeni bir doğuşun başlangıcı idi.
23 yaşında tekrar doğmak gibi
Bu şiiri sana,
Bir pazartesi sabahı yazıyorum...
Nasıl bir durumda olduğumu tahmin et,
Uykusuzum!
Üstüm başım dağınık,
Sesiz bir şekilde geçti yanımdan,
Nefes sesini gizliye gizliye.
Adım seslerini gizledi fark etmeyeyim diye
Gözyaşlarını sildi görmeyeyim diye,
Gözümde bir damla yaş,
İçimde ses(s)izliğin acı'sı,
Aklımda bizli sorular.
Şu kalbimin içinde bağımlılık yaptığım, bir tek sen..
Bugün'lerimize "şükür"
Uzun bir yol var, gözle görülen.
Gece melankolik halini aldı,
Şarkılar titremeye başladı!
Ozan'lar mürekkebi çekti kaleme...
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!