Ardınca açılır kapıları;
Derinden bir sis bulutu
Hemen ötesinde;
Yorgun ve limana tamahkar bir umut bandıralı.
Ve sonrası bir dipnottan ibaret.
Seni anımsatan birkaç cümle vardı
Neydi hatırlayamadım.
Herhangi bir mevsimde yitirdim sanırım,
Oysa, çocukluğum da bahçemize sakladığım bilyelerimi
Arkası silgili mavi renkli kalemimi,
…….Unutmamıştım henüz.
Gözlerinde dinleniyor bir şehir,
Vakit.......gecenin bilmem kaçı.
Sokak lambaları süzülüyor gözbebeklerinde,
Dudaklarında yarım,kırık, muhayyerkürdi.
Yüzünü gördüm dedin.....
Yüzünü gördüm.
Öyleyse kan çekilsin ellerimden,
İlik ilik erisin mah_ı simasında mevcudiyetim.
Hani diyordun ya
Kendin anlatıyor kendin dinliyorsun.
Bilmem farkında mısın?
Şu an
Ben susuyorum;
Sen ağlıyorsun.
Ben seni anlatmayı hiç beceremedim ki,
Örneğin, gözlerinin yağmurlara nasıl benzediğini
Örneğin avuçlarında, tüm yaralı karıncaları nasıl topladığını
Güneş hep senin gözlerinde doğuyordu,
Ben yaralı bir kalem kırgınlığında,satırlara sığınıyordum sadece
Artık ısmarlama şiirler yazıyorum üç çeyrek somuna.
Ali’nin Ayşe’si yok Ahmet’in derdi çok…..
Ve ardından gelen kafiyenin ise gereği yok.
Yürek ve duygu işlenmeden,olduğu gibi kalem kirletiyorum bazen.
Bazen,baş harflerden oluşan saçmalık curcunası
Uzaklarda dalgaların sessizliği gibidir bazen,
Ya da;
Gün aşımı suskunluğun edâsıdır simasında gecenin
Öyle masum
Öyle hüzünbazdır unutulmak.
Hüzündür hep bir yanımız;
Bir yanımız gece vesselam
Ne anlatmasını bildik tutkularımızı
Ne kopabildik karabasanlardan korkulardan.
Kimi zaman içki şişelerinde daldık komik sevdalarımıza
Tütün kokan odalarda uyandık kimi zaman.
Öyle bir sevda ki... derken bile,
Bilmem farkında mısın?
İki satıra sığdırmak ister gibi,
Yürek dolusu onca sevdayı,
Tek kalemde ezip geçiyorsun.
sus..sus.. Bırak herşey halinde ve tümcelerden mahrum
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!