Murat Farz Şiirleri - Şair Murat Farz

Murat Farz

Anız kokan o uçsuz bucaksız, tarihin mirası topraklarında,
Nadastaki tarlalar beklemekte gelecek yılın bereketini.
Ağır aksak geçen soğuk günler bitmek bilmez kahve köşelerinde,
Dağlarının tepelerindeki bulutlar raksederek süzülürken.
Ormanlar, bozkırlar, sular, kumsallar; hepsi dağılmış bir taraflara...
Limon ve portakal ağaçları kıskanırlar buğday tarlalarını,

Devamını Oku
Murat Farz

Bir kış akşamıydı sana rastladığım, kalbime sızar gibi aktın.
İncecik bir kar tozu griye çeviriyordu simsiyah gökyüzünü.
Örtemiyordu buğday sarısı dalgalı saçlarını mavi beren.
Sımsıkı sarıyordu kolların bedenini, mantonun üzerinden.

Vitrin ışığı yansımıştı pırıl pırıl gözlerinden gözlerime.

Devamını Oku
Murat Farz

Bu kısa hikayenin aslı başlamakta eski, çok eski yıllarda,
Kişilerdeki o insan sevgisinin filizlendiği sıralarda.
Sanırdık ki o zamanlar bütün insan nesli bizim gibi; saf, temiz.
Dünyamızda hüküm sürmektedir Ömer’in adaleti dediğimiz.

Şimdilerdeyse, gözler yanan bir ateşin şulesine dalıp gitmiş.

Devamını Oku
Murat Farz

Hava birden kıpırdadı, kaldırdı yukarıya eteğini kızın.
Hop etti yüreği karşısından yürümekte olan delikanlının.
Oğlanın aklına geldi nedense, yazın sörf tahtasındaki hali.
Hatırladı dedesinin o çocukken yanak okşayan nefesini.

Dün sabah Arap kızının yanağına sezdirmeden koymuş buseyi.

Devamını Oku
Murat Farz

Önce bir kıvılcım düştü; yavaş yavaş büyüdü şarkıdaki gibi.
Tutuşturdu kuru otu; yayıldı alev sağa sola ok misali.
Karardı yerdeki toprak; kömür oldu çalıların gövdeleri hep.
Et yeme ihtirasıydı; böylesi felaketin doğuşuna sebep.

Kara dumanlar yükseldi; bükülüp kıvrılarak semaya uzandı.

Devamını Oku
Murat Farz

Erken vaktiydi ılıkça bir sabahın, denize yüzmeye gitmiştim.
Güneş gözümü alarak yansırken, berrak ve serin suya girmiştim.
Yüzerek yavaş yavaş ve sakince, suyun tadını çıkarıyordum.
Bana hediye edilmiş hayatın, bencilce zevkine varıyordum.

Gözüm takıldı istemeden iki kadına, duyunca seslerini.

Devamını Oku
Murat Farz

Londra’nın ıslak öğleden sonraları; bugün yağmur, yarın da yağmur.
Ruhlar bezmiş güneşsizlikten, ışıksız yaşamaktan; bulmuyor huzur.
Özlem... Zor hayatların sonbaharında bambaşka yabancı bir yere.
Kök salmak değilse de artık, iş kalıyor karar vermeye bir kere.

Bir gün dertop edildi iki yaşam, iki valize tıkıştırıldı.

Devamını Oku
Murat Farz

Çok çok seneler öncesiydi, denizin kıyısında bir krallık vardı.
Orada, denizin kıyısındaki o ülkede genç bir kız yaşardı.
Belki sizlerden bazıları bilirdi onu, Annabel Lee ismiyle;
Yaşardı sadece beni sevmek ve bence sevilmek düşüncesiyle.

Ben bir çocuktum o da öyle, bu denizin kıyısındaki krallıkta.

Devamını Oku
Murat Farz

İki gönül beraberse, seyran olur samanlık ve yemyeşil orman.
Korkar aşıklar Zeus'dan, yürürlerken sahiller boyunca Assos'dan.
Tanrıçalardan birisi; kızdı, köpürdü düğüne çağrılmayınca.
Armağandı en güzele; tatlı, büyük, sulu, altınla kaplı elma.

Üç güzelin hangisi o; Hera mı, Athena mı, yoksa Afrodit mi?

Devamını Oku
Murat Farz

Günler artık daha kısa; daha geç doğuyor güneş, erken batıyor.
Geceler bitmek bilmiyor, karanlıklar alabildiğine uzuyor.
Yavaşça geçiyor mevsim. Artık serin yağmurlar başlamak üzere.
Islak kokusu geliyor, uzaklarda kara toprağın bir yerlerde.

Ardına kadar açıktı... Kapım bekledi, duacı oldu gelmene.

Devamını Oku