Aklımız karma, karışık
Ol sen kendinle barışık
Karanlıklar da bir ışık
Yanar, bizden yana doğru.
Dert dolmuş, dertle taşmışız
Yatağım buz gibi Zelal
Isınmıyor, yatılmıyor.
Aşk acısı, beter acı
İstesen de, atılmıyor.
Kurban olam, sana Zelal
Ne günlere kaldık Yarab
Sevenin adı; delidir.
Sevgisiz kalmış dünyada
Kıyamet kopsa, yeridir.
Nasıl oldu da, bozuldu
Sensiz geçen gecelerin
Ne neşesi, ne tadı var.
Ben hep senle beraberim
Sensizliğimin, adı var.
Ayrılık demişler buna
Bir soru sormuştun, çok da kolaydı
Tavrın; yarı ciddi, yarı alaydı
Seni saran kollar, benim olaydı
O körpe bedeni; sarıp, ölseydim.
Selviler kıskanır, senin boyunu
Sen gittin sevgilim, dünyam yıkıldı
Aklıma bin türlü şeyler, takıldı
Düşündüm, düşündüm; canım sıkıldı
Ben bu sensizliğe, alışamadım.
Yine aynı içki, aynı meyhane
Nemli, sisli, rüzgarlı, soğuk
Kasvetli bir sonbahar günü.
Maçka’da bir park ta oturuyorum.
Sağa, sola atılmış çöpler;
Dökülmüş yaprakların üzerinde şarap şişeleri.
Etrafta ne konuşan bir insan,
Saçları iki türlü, cildi; biraz pütürlü
Sakın; cahil sanmayın. Kız; liseli, kültürlü.
Gözleri; hafif şaşı, biraz; büyükçe başı
Saçlar kısa kesilmiş, kaşları; kalem kaşı.
Efkârlandım ben, yine
Sebebini bilmeden.
Yıllarca, uğraş verdim
Hem de; hiç, hiç yılmadan.
Dert benim, işim oldu
Benim hırçın yanımdan çok,
Hüzün, güzel anımdan çok.
Sevdim ama, canımdan çok;
Değmezmiş be, yemin olsun.
Çektiğim o azaplardan,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!