Çok acı çektirdin; yettin, benim kömür gözlüm
Derbeder, perişan; ettin, benim kömür gözlüm.
Bitmeyen, tükenmeyen; sevdaydın, benim için
Ama, boşmuş; tükendin, bittin, benim kömür gözlüm.
Ağlaya, ağlaya; kana döndü, göz yaşlarım
MİSAFİR KALDIN
Bir bayan, bir erkek; dost olamaz mı?
Dostluklar derine, kök salamaz mı?
Yıllar yılı sürse; dost kalamaz mı?
Sen; benim gönlümde, misafir kaldın.
Meltem rüzgarı gibi; sıcak esersin
Nazlısın, narinsin; hemen küsersin.
Güzelliğin ile, nefes kesersin
Koklamaya kıyamam; güller gibisin.
Gönül bu; güzeli, gözünden tanır
Bu gün; efkar denen, tatlı illetin
Mekanına girdim; dağıttım onu.
Takdirini aldım; bütün milletin
Benden beter oldu; efkarın sonu.
Bir o kadeh vurdu; bir de bu kadeh
Kendini beğenir, her insan biraz
Mevsimi gelince, oluyor kiraz
Zamansız ötersen, zavallı horoz
Haşlanıp, kızarıp, yendiğin an dır.
Seversen, içten sev; bilmesin kendi
Gülden güzel, baldan tatlı
Afrodit benzeri hatlı
Sevimli, bebek suratlı
Bir kıza, aşık oldum ben.
Seceresi temiz, soylu
Uykularım, bölen sendin
Rüyalarla, gelen sendin
Senin için, ölen bendim
Sevdim ama, boşunaymış.
Boşunaymış, boşunaymış
Pırıl, pırıl akan
Gümüş gibi parlayan
Bir dere vardı şehrin birinde.
İrili, ufaklı balıklar
İçinde yaşayan tüm canlılar,
Hem çok mutlu hem de
Kara toprak; kara taşlı, dağlarım
Nerde kaldı? Delikanlı çağlarım.
Yar anlatır, ben; derdime ağlarım
Nere gitsek? Gözümüzde yaşınan.
Bahar geçti; yaz atladı, güz oldu
Bu ne hal böyle, sevgilim?
Sen hayata kırgın mısın?
Eski halinden eser yok,
Aynalara dargın mısın?
Biz, istemeden ayrıldık
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!