Şu gözleri yıldırım gibi olan hani
Konuşurken “dertlimi ola” inliyor sanki
Adı nicedir bilmem, şanı kalsın baki
O da bir gün gidici, oda bir fani
sivas 15.01.02
Gün geldi bir avuç dağlı
Birlik olup kenetlenmedi mi?
Gün geldi savaş meydanlarında destan yazanlar,
Şehit olup kanatlanmadı mı?
sivas 07.02.02
Sabah yeli
Döverken gövdemi…
Bir rüzgâr fısıldarken kulağıma
Kopuyordu fırtınalar ruhumda
Kara bulutlar sararken tenimi
Sağanak sağanak buğulanıyordu gözlerim
'Bu şiiri can dostum Alper SILIĞ'a ithaf ediyorum.'
Dinle oğul sana bir hikâye anlatayım
Bin bir gece masalları sanma sakın
Acıların ta kendisidir söyleyeceğim
Ah Sivas ah nekadar soğuksun sen öyle
Söyle ne olur soğukluğun kime söyle
Yollarımı kapadın karla, buzla, tipiyle
Habersizim kentle, kasabayla, köyle
Eksi otuzlarda bak ki derecemin ibresi
Bitirdiniz İslam'ın şanını, izzetini
Kaçırdınız ubudiyyetin lezzetini
İtina ile zulmü eylediniz ezber
Elinizle verdiniz zalimin icazetini
İslamın izzetini mi söndüreceksin
Düz bir yolda küçücük bir çakıl taşı
Yoksa sen mi bana çelme takacaksın
Ayağıma değerse belki de sendelerim
Yoksa ulu çınarları sen mi yıkacaksın
Sapıtma başka bir kestirme yola
Dün Dağıstan bugün Suriye,
Ne ölüye hürmet, ne diriye
Düşe donun, donun eriye
Akıllı ol moskof dön geriye
Dağıstan aslanı kükrüyor şimdi
Uzadıkça uzayan bu fetret devri.
Ne zaman son bulacak Efendim.
Toprağı hasretle bekleyen servi.
Can suyunu alacak mı Efendim.
Kamunun en mahremini ellettiler
Kalem gibi değil kalıcı belki
Sahiplen bu paslı kılıcı oğul
Kılıç, kalem gibi yazıcı belki
Zalim dersi bundan alıcı oğul
Müfredatı vahşet, işi cinayet
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!