Hayatındaki her ilişkiyi ve değeri madde madde her başlıkta metalaştırarak para, güç, gösteriş, şöhret, imtiyaz, üstünlük, ayrıcalık, seçkin olma ve menfaat çıkarcılığına dayalı toplumsal soğulmaların, insanları birbirinden uzaklaştırıp koparan mutsuz, güvensiz, şiddetli geçimsizlikler paramparçalanmışlığını ithal edip aynısından yaygın yerleşik yaşamaya topyekün benzeşerek Tivit köteleyen, mesaj fırlatan, haber salan, sürekli çözümsüzlük kördüğümleyen, devamlı fırıldaklık çark eden, siyaseten pozlanmış çerçevelenmiş orta yere ip dolayıp sarkıtan , politik soytarılıklar çarşısında öngörüsüz fikirsiz duygusuz düşüncesiz kendi kaypak dönekliklerine sürekli şekil vaziyet idda tavır söylem hareketle ve gündem değiştirerek kendi hükümranlıkları keyfiyetine savrulmaya ülkeyi devleti tolumu oyuncak edip; sınırsız sorgusuz yetkiyle asıl kukla oyun kurucuları olan mafya medya banka borsa haydut haramilerinin dayanak ve desteklisi kendilerine verildiği ve işledikleri her istismar hainliğini sessiz tepkisizliğe mahkum ettikler sosyal susmuş sinmişliğin üstüne geçen bağırtılarla bastıran; ve dili saygıyı toprağı ormanı denizi tarımı sanayiyi iletişimi kültürü sağlığı gıdayı eğitimi güvenliği barınmayı yargıyı enerjiyi eğitimi ulaşımıyla beraber ortak yaşamın bütün kazanım ve birikimlerini yıkım yağma ve sömürenlerin keyfiyet kullanımına sunulmakta.
Hükmüne çöküp çöreklendikleri her toplumsal değeri kendilerine ayrıcalıklı istismara açık özel ve kutsal alanları olarak diledikleri serbestlikte içeriksiz işlevsiz ve itibarsızlaştırıncaya kadar kendilerine yağma mülkü ve talan sermayesi olarak siyasi soytarılıklarına gösteriş mezesi yapıp ihtişamlı ve israfkar gösterişlerine haraç mezat ettiler ve etmeye de sorguduz sualsiz harami hükümranlığıyla devam etmekteler. .
Atatürk`e , türklüğe, Türkiye Cumhuriyeti’ ne birleriyle yarışanların hainlik silsilesi den meydan bulup horlaklaştığı hakaretlerde de hiç bir maddesi umursayıp uyulmayan Anayasa’ yı ve rejimi topyekün değiştirme saldırganlığında Oniki Eylül’ miladından bu yana alttan alta başkanlığa arka ( bizzat savunarak) çıkan destekle AKEPE bop ogisciliği yapım yönetim ve denetiminde Türklüğün kodlarından olan ergenekonu bahane ederek itibarsızlaştırma dava süreçleri yürütüldüğünde de fethulmetal ve pekaka ile işbirliği halindeydi ve susarak es geçti Mehepe ve ondan kopan bölük pörçük türevleri.
Hep Türkiye yağma yıkımcılığı pahasına karşı çıktığıyla ittifak etmeyi toplum aklını belleğini ve bilincini salak yurduna kıyarak anlaştı üleşti uyuştu kaynaklık etti mehepe.
Ve böylece günlük anlık ve hatta saniyelik bir dediği diğeriyle örtüşmeyen sahtekarlık ve samimiyetsizlikte çıkar ortaklığının sürekli birbirini kurtarıcı gören duyarsız tutarsız çelişkili ve icabına göre çark eden devamlılığın en son kertedinde ekonomik siyasi ideolojik ayar polüm hamaset istismarlığın her alanında tükenmişlik sendrumuyla Pekaka Öcakan’ ını batırdıkları iflasın (devletsizlik yönetimsizliğiyle hortlayan ülke çıkmazlarına esir alanların bop buyruğuyla açılımcı müzakerenin diğer tarafı diye adlandırılarak ) şahsi kurtuluşun çare jokeri diye ( bilinen bütün İSTİSMAR ezberlerini bozup kendilerini resmen perde arkasındaki SİYASETEN’ liğin gerçeğinde kim ve ne olduklarıyla ihbar ederek) yarışıp sarıldılar.
Varoluşun tartışılmaz gerçekliğidir; gerek özde gerek yüzeyde her doğum , değişim, oluşum, dönüşüm, geçiş ve başkalaşma dönemi sancılı olduğu.
Kayıtlı veya kayıtsız tarih boyunca insanlığa özgü bu gerçekliğe dair İnsanla hayvan arası , insanla eşyalaşma( endüstrileşme lüks konfor ve ihtiyaçlarının sınırını bilmeme çağı ) arası ve şimdi de ( ruhsuz duyguduz itibarsız sıfatsız kimliksizliği imrenme ve özümseme) robotla insan arası değişim oluşum geçiş dönüşüm ve başkalaşma safhasındayız.
Bütünlüğü bozulmuş ayrılıkları ve nereye gittiği bilinmez hızlı değişim dönüşümlerle mutluluğu olmayan bilmediğimiz parçalar içinde kendi bulanıklığı içinde başedemediği sorunların esiri, mıhtaç, mahrum, tenilmiş, ezik iradesiz, yitik, etkisiz, yetkisiz, dengesiz, yanılmış, karamsar, kayıtsız, tahammülsüz, yılmış, bezmiş, kuşkulu, kayıtsız, geçimsiz, mutsuz, gerilimli, sorunlu, yozlaşmış, ayrışmış, donuk, saldırgan, rezil, sefil, mesafeli, kokuşmuş kapalı, kopuk, hırs ve ihtirasların gösterişli kulu kölesi ölü hayatları sürünüp taşıyarak , algısını ve ilgisini piyasa sermayedarlığının koşulsuz şartsız soyan sömürenlerinin yönlendirip yönettiği sinmiş susmuş paramparça hüçreleşmeler halinde icat edilmiş bağımlı gündemlerle, ROBOT’ la insan arası belirsiz bilinmezlerini sürüklenmeye bırakılmış asosyal esaret yükünü, karamsarlık kahrını, güvensizlik mahkumiyetini, yapay zeka çağı yıkım erozyonlarını ve iletişim özürlüsü mutsuzluk eziyetini taşımaktadır günlük güncesiyle dünya ile eşzamanlı toplumsal hayatımız. Ve tüm insanlık dışı zulüm çarkını bu ve benzeri çevirenlerin fırıldaklık ortakçılığının topyekün kukla sekreteryası siyasetten de, onurlu itibarlı duyan gören davranan inanılır güvenilir saygın karakter ve kişilikte hiç bir umut yok artık.
Anayasaya federal yazılırsa, referandumla koparılıp devletmeye ayrılma hakkı saklı gizli tutulacağı içindir, Türkiye’ yi bölme parçalama Sevr’ ciliğiyle Bop Eşbaşkanlığı’ nı bütün yağma yıkımlar sultasında daim devran kılma yırtınışları.
Dün terörüsü dediğine bugünse birbirine ip atan,siyasi soytarılıklarla matrak maskara geçip surat sırıtıyor, dişten önce damak vardı ben oralıyım kimse onunla beni kızıştırmaya kalkmasın gibilerle toplum oyalayıp gün çalkalıyor, sonra da hiç bir şey olmamış gibi sayıp sövdükleriyle ve azılı teröristle gün kurtarıcılığa gerçek sorunları çözümsüzlüğe paravanlamayı saçıp savuşturarak birbiriyle . el tokalaşıyor.
İş o denli çığır çark ve şirazesinden çıkmış ki, hiç bir kanun kural onur haysiyet ihtiyat ve saygınlık tanımaksızın; işine nasıl geliyorsa keyfiyetçiliğiyle yıkılıp devrilenlerin ölüsüne sağına bakmaksızın kötülüğü, çaresizliği, zorbalığı, kirlenmişliği, korkuyu, sefaleti, güvensizliği, duyarsızlığı, ahlaksızlığı, rezilliği, kaypaklığı, acımasızlığı, samimiyetsizliği, nefreti, adanmışlığı, kutuplaşmayı, kinciliği, tutarsızlığı, sapkınlığı, dönekliği, yozlaşmayı, gösterişi, endişeyi, şiddeti, dehşeti, kibiri, yalnızlaşmayı kendine yabancılaşma güdümüne mahkum , sürekli başkalaşan ezik dağınık aciz ve bağımlılıklarının kulu kölesi toplum enkazıcılığı örgütleyerek oradan nemalandıkları kaynağı tükenmez istismar ve sorun sermayedarlıkları okuduklarının söylemleriyle hiç bir inanılır güvenilir gerçeklikleri olmadığını ve çıkarcı menfaat düşkünlüklerini olağan ve sıradanmış rahatlığıyla resmen ilan ve ihbar eden BOP merkezli yönetimlere bağlı MEHEPE aracılığıyla , yazılı projeler aldatıp avutma piyesinden kendilerine özel düzenekte toplum örgütleyip istismar matraklığı geçme şirketçiliği kundaklarının nasıl güç zehirlenmesi kuklacılığı oynadıklarına dair çok bilindik ve malum ihanet sürprizini sundular dayattıılar ve açıkçası kalıplarına yaraşan karakteristik yalpasında hiç de hiç kimseyi zerre kadar şaşırtmadılar.
Değerler ters yüzleşmesiyle her şeyin alt üst olduğu uçurumsal düzey ve düzlemlerde ülkeyi babalar gibi satanların aynı zamanda kurtarıcı kahraman olarak bütün ganimet ortaklarıyla kendilerini baskılanmış toplum algısına boşaltıp afyonladığının kortej kulvarında, şiddet eğilimli ve doyumsuzluk bağımlısı sadistler, sapkınlar’ pisikopatlar, kalpazanlar, fitneciler, soytarılar, dengesizler, fesatlar, düzenbazlar, densizler, iltimasçılar, torpilciler, avantacılar, fırsatçılar, tecavüzcüler, görgüsüzler, hurafeciler, zorbalar, riyakarlar, haydutlar, dalkavuklar, yalakalar, ipsizler, hırsızlar, yolsuzlar, gericiler, bağnazlar, köktenciler, yamuklar, ahlaksızlar, ve ikiyüzlüler de aynı bop ölçüm tartımlarında herkesin tüketimine vitrinlenerek saygın ve itibarlıdır diye kanıksandı ve kabule meşru kılındı..
Devleti ülkeyi ve toplumu ele geçirerek Buraya hususi yapılandırılmış ‘ güçler ayrılığı ‘ ilkesini tarikat mafya çete medya banka borsa holding yerli ve yabancı haramilerine ortak menfaatler ittifakıyla çöküp tekelleştiren hükümranlıkla, topyekün Siyasetten de umudunu çoktaaan kesmişti zaten dünya, gittikçe de zıvanadan çıkıyor olay ve ortam.
Seyfi Karaca…. Ekim/24
Kayıt Tarihi : 2.11.2024 14:18:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!