Senelerce bıkmadan çektiler kahrımızı
Her acıktığımızda doyurdular karnımızı
Üşüselerde, sıcak tuttular sırtımızı
Hiçbiri de isterim demez hakkımızı
Hayatta var mı karşılıksız seven gibi
Kalbimin derinliklerine gömdüm
Çoğu gece rüyalarımda gördüm
Uçlara gittim gittim geri döndüm
Seni elinden, dudağından…
Seni alnından öptüm
Yüreğimden kopan koca buz kütlesi
Erimeye başladı, bitti bitecek
Serzenişim sana değil, üzme kendini
Her kopan parca beni güçlendirecek
Sığdıramadım seni yüreğime
Sen sıradan bir şehir değil
Şehirlerin efendisisin İstanbul
Sen bir sanat eseri değil
Sanatın ta kendisisin İstanbul
Güçsün yüreklere hükmeden
Su misali akıyor zaman ağır ağır
Deli gibi sevdiğimi söyleyemeden
İçten içe yansa da yürek cayır cayır
Bendeki sen, sen misin? Korkuyorum senden
Bu yürek çarpıntılarım boşa gider mi
Ne sözler verdin de çabuk unuttun
Önce güldün yüzüme sonra somurttun
Isıttın ısıttın kaynattın birden soğuttun
Şimdi konuşturtma beni
Demedin mi? Sensiz ben ne yaparım?
Her bitiş bir başlangıçsa
Bitişlerde beklerim seni
Her yürek böyle yanacaksa
Ateşlerde beklerim seni
Şahlanırım atlar gibi koşar gelirim
Toprakları eşiyor nasır tutmuş elleri
Eğilmekten bükülmüş, fistanlı belleri
Herşeydir onların, ağaları beyleri
Bıkmaz, yılmaz anadolu kadını
Çocuğunun sütünü eksik etmez
Deli gönül durulur yaş ilerledikçe
Sokaklar değişir artık gelip geçtikçe
Anılar serpişir usulca her metresine
Her biri el kaldırır dur dercesine
Ve her biri taşıman için biner sırtına
Gözlerinin içindeki sonsuz boşluğa girmek
Korkmamak gitmektir gidebildiğince derine
İçerde bir yerde ondaki onu görebilmek
Çıkartıp dışarıya koyabilmektir yerine
Duygularını hissetmek gözlerine bakınca
col motil yaş 13