Bakıp durma gözlerime, sorma yok oluşumu! ! !
Sormasan da olur, tenim kan kırmızı,
ruh, ayrıdır, göçebe çadırı sarılı,
berrak sularında saklı zozan,
uzakla özlem gözlerde,
Kim söndürebilir ki alev alev yanan düşleri,soğuk kış gecelerinde.
kim susturabilir, yaman çığlıkları kıyılmış yüreklerde.
Kim durdurabilir? kan damlayan acılarda kıyılmaları
Kim avutabilir en narin yerinden vurulmuş umutları, kim?
Bilirmisin?
Kışı çok serttir bizim oraların, acımasız ve şevkatsız
Tıpkı yaşadığım hayata benzer,
Duvarları taştan, harcı çamurdan,
Çatısı söğüt dalı üzerine boyumca topraktan
Aktiftir fayları, altında kalan düşlere mezar evleri var…
Ay karanlık, Hüsranda şafkı
yakamoz yas tutmuş düşlerimde,
deniz durgun,ürpertir ruhumu,
gömdüm tüm geçmişimi kum tanelerine,
derinliğinde saklı istavrit incisi, şaşkın...
Yüreğimin derinliklerinde,
tenimde sakladım,
Hayatın gizemli sevdası
kır çiçeğim,
yaban gülüm,
yel vurdukça
seni dilemek,
dicleye olta sallamaya benzer,
sürükler her bir damlasında zamanı,
saatler gün,
günler ay,
aylar yılları doğurur serseriliğinde hayatın,/ sensiz.
Öyle durma bir başına, mağrur ve nazlı.
narin bir gülümseme serzenişin yüreğme,
bir ben, bir yalnızlığım bilirdi oysa sevide vurulmayı,
sen, yabani ceylan vuruşlu, kaypak kuytularda dirilmiş,
bir bilebilsen yağma düşleri, bir görebilsen yüreği,
Sevda yükledim mısralarına yüreğimin
kalem sustu, beden sustu, dil ağladı...
sensizliğin mateminde hayat,
Süphan’dan Toroslara destan
Ararat sustu, kainat yas bağladı...
Hanin gece,savruldu kül-ler gökyüzüne,
yüreğime yaşlarım,
ellerime yüreğim, öz-ümden...
utanç zincirine bir halka tarihe,
yakılmaktı düşün bedeli,
nara kirli ellere...
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!