Bir şey kalmamış eskiden,
Eskiye ait.
Yüreğimizdeki çocuktan başka.
Ulaşmak mümkün değildir,
selamımız ulaşır eski dosta.
Bir yıldız yağmurudur hayat.
Hasta beden,
eski ev gibi suskun.
Ayaklar götürüyor bedeni.
Diller suskun.
Duygular en son terkediyor bedeni.
Gelecek sessiz.
Canımın evinde
besledim dostluğu.
Bana ağlayan,
gözlerin lazım.
Işıltısında biz olan,
gözlerin.
Karşıda varoşun ipek gerdanlığı.
Titriyor ışıkları gözyaşı gibi.
Her damlasında hüzün.
Şehit cenazesi gibi keder.
Umudu tıkanmış zalim kader.
Biat içinde serzenişler.
İstanbul yalnız
Masamda sessizlik.
Yüreğim bir buruk.
Hep bir şeyi eksik yapmışım
Hasretimde ki sevgiyi
Mecazi sevgiliyi
Ben seni unuttum.
Sevişini değil.
Bakışını.
Karşıdan gülerek gelişini.
Gülüşündeki ışıkla,
Yüreğimi okşayışını.
Güneş bazen
yüreğinde batar insanın.
Birde efkar rüzgarı,
efil efil okşayan yüzünü.
Masada kadehler,
yüreğinde ateş yanan
Türkü Gibi Yaşamak,
Türkü gibi sevmek.
Sevgiden uzak bazen.
Aşık gibi samimi.
Aşka mesafeli.
Sevgiye tutsak.
Bütün bunların sebebi,
ne sensin,
nede bu sessiz Haziran akşamı.
Yüreğim bir deniz kıyısıdır,
aşklarda dalgaları.
Bir Haziran poyrazında,
Bir yanında sevdiklerin.
Yürektenmi? Asla.
Tapuları sende aslında.
Bir yanında elde ettiklerin.
Sence,sonradan avcuna düşenler.
Eski yoğurtçular gibi,




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!