Kendi milletine kudurmuş gibi,
Bakılır mı ulan geri zekâlı!
Sana yapılmış tabuta hiç çivi,
Çakılır mı ulan geri zekâlı!
Lânet olsun şu kardeşlik çağrına!
Ruhum gibi yangında mı gönlümdeki esrar?
Sen yak yüreğimden beni, ben izlerim, olsun!
İster mi bu can oynaşan hûrîleri, zinhar!
Ukbâda Hüdâ'dan dileğim gözlerin olsun!
Günler seni ummakla geçer aşk acununda,
Git gönlümdeki ateşi söndüren!
Gökleri duman rengine döndüren!
Değilsin beni ilk defa öldüren,
Her şiirde bir mezarım var benim!
Eminim sevdiğin benden geridir,
Ben bin söz ettim, sen bir düşün, çabuk ver hükmünü,
İstersen tarat bana, istersen kes at zülfünü,
N'eyleyeyim tan yerinden senle doğmayan günü,
Aramızdaki koskoca dağları kar bürüsün!
O dağlardan bir mendil ve bir selâm uçur bana,
Kalemlerin kalemi çizmiş seni,
Bir yüce kalemle çizildin bana!
Yazan görklü ne güzel yazmış seni,
Tâ Levh-i Mahfuz'da yazıldın bana!
Sen bu sevda aşının pirincisin,
Güneş sanki yüzünde yer edinmiş,
Kavurup yağmura hasret edersin!
Seni gören tomurcuklar sevinmiş,
Nasıl açmış, görsen hayret edersin!
Bütün kalelere topla girseler,
Üçü dördü geçti, geldi yediye,
Gücün varsa hesap ver bu deliye,
İte aldırmadım havladı diye,
Sen neden havlattın onu, ne diye?
Yazıktır, günahtır, söyle değer mi?
Çok içtim ırk aşkının şarabından,
Dudaklarım öyle ballanmış benim!
Hayır yok Aceminden, Arabından,
Soyum hep bunlara aldanmış benim!
Ben dünyadaki her Türk'e âşığım,
Devrin yazı kıştır bize gün görmedi bahtım,
Yoktur yazı inşâr ede güz kalmadı bende!
Kanlar sulamış toprağı, batsın yere tahtın!
Can toprağa yüz sürmeye yüz kalmadı bende!
Kurtlar yere çökmüş, çakalın gölgesi yerde,
Gül tükenmiş, veda etmiş bahara,
Bülbül ahraz olmuş seda kalmamış!
Giderken yıkıp uğratmış hasara,
Ne "Hoşça kal", ne "Elveda" kalmamış!
Mazluma düşmez ocakta pişenler,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!