Adın duyulmayacak artık kalbimin dilinden acı da duymayacak kalp senin yüzünden
Yasın tutulmayacak yazık ne çok sevmiştim seni ben diye ağlamayacak kalp peşinden
Şenlik yeri olmayacak yüreğim sen giderken ama yangın yeri de olmaz muhtemelen
Eksik falan kalmayacak inan sensiz bir yanım canım da yanmayacak öyle ta derinden
Seni şöyle alalım lütfen çıkışlar sağdan sen kovuldun göğsümün solunda ki yerinden
Akşamına unutulan sözler gibiyim öyle sahipsiz öyle sıradan ve hiç umursanmayan
Yaşamına sığamayan bir tek ben miyim etrafındaki onca küçük yalan dolan arasından
Şu kadarını bilmeye hakkım vardır sanırım öyle olduğuna inanıyorum en azından
Ellerin ne fazlası vardı benden söyle neredeydi yanlışım neyim eksikti benim onlardan
Neresinden tutsan elinde kalır bırak iler tutar yanı yok bu yaptığının izahı olmaz
Değiştin mi benden sonra yoksa aynı bıraktığım gibi misin hala orada
Ulaştın mı aradığın o huzura yoksa alıştın mı koyu bir karanlığa
Yavaş mıydı zaman yoksa akıp gitti mi avuçlarından varamadan farkına
Gerçek miydi gözündeki o yaşlar yoksa yine mi yanıldım ben senin hakkında
Uğraşmaya gücüm yok bundan sonra bıraktım akışına olsun ne olacaksa
Bazen içten bir gülüş gökten tüm yıldızları toplayıp önüne seriverir
Ezilen üstüne basılıp geçilen hep benim düşlerim olamaz dedirtir
Takılıp düşsen de uzatıp elini yerden kaldırıp yaranı sarıverir
Üflese geçecek o an tüm yaraların dinecek acıların gibi gelir
Leyla olsan böyle tutulur muydum bilmem ama halim Mecnun'dan hallicedir
Gönlüm arkalıksız bir iskemle sanki gelen hiç bir aşk yaslanıp ardına şöyle rahat bir nefes alamıyor
Ömrüm yapayalnız bir iskele senelerdir beklerim hiç gelmedi o gemi gelecek gibi de görünmüyor
Zirvesi belki durduğum yer kimsesizliğin yada taa dibi cehennemin hoş daha orası da bilinmiyor
Dönmeni bekleyecek gücüm kalmadı tükendim artık ama ölmeyi istesem de öyle hemen ölünmüyor
Ellerin yansa avuçlarımda şimdi yine bir beyaz zambak kokusu duyulsa içimin kış bahçelerinde
Bir eski zaman masalı aklımda kırık dökük bir yanık türkü dilimde
Bir yamalı ceket sırtımda biraz üşüdüm ama yürüdüm bütün gece
Bir keskin bıçak sokaklar vurup geçiyor anılar her köşede sessizce
Bir yanım buz kesiyor ama bir yanım küle dönüyor yangınlar içinde
Bir kurşun işlemez karanlık her yeri saran ki göz gözü görmez biçimde
Yok değil benim de sana çok kırıldığım zamanlar ama hep sustum ben bizim için
Az gelir şimdi ne söylesem sana aslında içimde bini bir para sitemlerin
Çok değil daha bir kaç yıl önceydi hatırla bana çok seviyorum seni deyişin
Vız gelir şimdi hiç bir şey acıtamaz beni acıtmıyorsa eğer bu vazgeçişin
Hoş değil ama bir sevdayı ayaküstü bir vedaya sığdırıp da hoşçakal demek
Ne biri gelsin kalbime ne de biri değsin tenime artık vazgeçtim ben aşktan çoktan
Umduğunu değil bulduğunu sevsin kalp çok lazım olursa sıkılırsa yalnızlıktan
Ruhum demlensin şöyle bir oturup dinlensin iyice soğusun içim bıktım yanmaktan
Halim yok konuşmaya zaten çok yoruldum herkese kendimi anlatmaya çalışmaktan
Ah benim çocuk kalbim hep böyle düşünen bir aklın elinde oyuncaktı bunca sene
Baktın baktın bana ama bunca zamandır hiç görmedin beni
Aktın aktın yaka yaka içimde ateşten bir nehir gibi
Naptın naptın bana böyle susma hiç öyle bir cevap ver hadi
Uzaksın çok uzaksın ama lazımsın sen bana nefes gibi
Yardım yardım et bana tanrım nolur gör halimi kurtar beni
Ben istedim böyle olmasını ne yazık her şeyin tek sorumlusu benim
Ellerimin altından kayıp giderken sen kendi sukunetimden ürperdim
Tutamadım o temiz ellerini vaktiyle verdiğim bütün sözler gibi
Üstüme alsam her günahı ne farkeder şimdi o bile kurtarmaz beni
Lüzum yok artık ağlayıp sızlamaya olan oldu çoktan iş işten geçti
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!