Küçük bir kırlangıç pencereme konan
Her sabah ve öğlen
Haberi var mı huzur içinde kırıntıları yerken
Doğuda ölen çocukların acılar içinde açlıktan kıvranan
Soluk benizli bir genç kadın haberi var mı dönen dolaplardan
Onun kaderi ile ilgili
bak ve gör düşün ve unut küllerin karışsın barutuna öfkenin solarken at kendini kör kuyunun sonunda açılan rıhtıma süzül usulca galerideki herkezin önünden bakıp geçtiği resmin ardındaki cennete ayin hala sürüyor tapınakta babası insan olan hayvan tatmin etmeye çalışıyor başkentte uyuyan putları şehirlerimiz ele geçirilmiş durumda burnundan soluyor tutsak mutlu olmaktan başka seçeneği yok amaç tek bir çaremiz kaldı ganj'ın kıyısında kalamayız cennetimiz istila edildi ve zindanımız olarak bize geri verildi güneşin çocukları mutlu bunu tanrının bir nimeti olarak kabul ettiler silahlarını gecenin altınta gıri dumanla toprağa gömdüler ve kendilerine bir yer ayırdılar taki gidicek başka bir yer kalmayana dek bakış donuyor vücudum toprağa basıyorum sarsılıyor mağma tüm elektrik yayılıyor enerji sarıyor tüm atmosferi hareket ediyor atomlar şekil değiştiriyor evren zamandan bağımsız farketmiyoruz bir parçası çiftleşiyor iki bulutun toprağa karışıyor yağmur savaşan düşman iki askerin toprağa karıştığı gibi sorunsuz mutlu bir çocukluk geçirdi asira rüzgar hafif bir esintiyle döndündü zamanın çarklarını baktı gördü okudu düşündü savaştı sevişti karanlığında gölgeleriyle savaştı ciğerleri patlayana dek yüzdü okyanusun derinlerinde yunuslarla konuştu balinalarla şarkı söyledi daha önce hiçbir insanın gitmediği kadar derine gitti ve kendinden önceki zigaron'lar la konuştu tek bir kelime dediler! ! ! ANLA! ! ! baktı güldü filozof bin yıl önceden şöyle dedi bu iş çözülecek yıldızlar bizi izliyor bir milyon yıl sonra gelicekler ve bizi kurtarıcaklar yarattığımız bu çöplükten artık onları beklemeliyiz ve hiçbir şey yapmamalıyız daha fazla zarar vermemek için sevgili dünyamıza ve kendimize ayıp etmeyelim birbirimizi öldürerek söylemişti tüm insanlık toplu intahar peşinde ötenazi hakkımızı şimdi kullanmayalım hepimiz bunu gerçekten isteyene dek
Oturmuş tahta masasında elinde sigarası nazikçe tuttuğu örümceğin ayaklarından biri dışarıya doğru fırlamış her yanını sarmış içeride yara yapmış üremiş damarlarında bacaklarında göğüslerinde her yanını sarmış ağlarla çevrili vücudunun her yeri ama o umursamıyor hatta memnun halinden sigarasını içmeye devam ediyor bir çekişte örümcekte kayıyor içeriye kahve rengi dişlerinin arasında kayboluyor gülümsüyor.
algının seçiciliği algının al gı al gı
görüş bakış açısı ve fazlası
ritüellerin damar noktası
kelimeler değil demiş shakespeare
kelimelerin arkasında ki anlam
bir kelime ne dersen de
ne kadar derine inersen
görüş açın o kadar kararır
ne kadar yukarı çıkarsan
dünya o kadar küçülür
Benim hatırlayamadığım
Bir sevgilim var
Rüyalarımda görmek istediğim
Ama hatırlayamadığım
Nerden geldin bir hayalet gibi
Zifir aydınlık her yer
Çocukluğum nerde
Ben nerdeyim
Diye düşündü düşünmeden önce
Aniden kafasını kaldırdı
bir akşamüstüydü sıkıldım evde bütün gün gitar çalmıştım
attım kendimi dışarıya bir kafeye oturdum bostanlı da
baktım insanlara yola denize bir süre izledim ve bir kahfe söyledim
düşündüm geçip giden insanları neler düşündüklerini
sorsaydım eğer onlara ne cevap vereceklerini belkide aslında bilmediklerini
farketmediklerini istedikleri düşündükleri
Gece… gece mavisi gecelik giymiş
Yıldızları far çekmiş gözlerinin altına
Baş ucumda
Başımı okşayan
Ama
DANS EDEMEYEN
Yağmur senin için ağladı
Ağaçlar senin için döktü
Son hüzün damlalarını
Aynanın arkasındaki adam ağladı
Sen yüzünü yıkarken
Çocukluğum annesine sarıldı ağlayarak
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!