Âlemin her bir demin biz dem-i hicrân bilmişiz
Derd ü cevrin cümlesin şol gönle mihmân bilmişiz
Hıyre-bahş nîmetlerin bir seyl-i tûfân bilmişiz
Biz cihân mâmûresin ma'nîde vîrân bilmişiz
Âfiyet gencin bu vîrân içre pinhân bilmişiz
Gönüllerin felek elinde hâli pür melâldir
Huzûra reh-nümâ ki gökte parlayan hilâldir
Diyâr-ı âşıkan eğer uzaksa kûy-ı yârdan
İçilse her kadehte hoş gelir zehir zülâldir
Âlemde ne gencîne ne bir izzet arardım
Ben kendime her gün yeni bir gurbet arardım
Hiç istemedim nîmet-i kevneyndeki lûtfu
Ben cennet-i âlâda muâfiyyet arardım
Bizim Türkmen illerinden ırakta,
Hoyrat bozkır yellerinden ırakta,
Yanık sazın tellerinden ırakta
Gönlümüzün yazlarına kış gelir.
Düştüm gayrı bir gurbetin eline.
Kaçıncıdır, hesabı yok;
Vardığım yer gurbet midir?
Hiç kimsenin cevabı yok;
Sorduğum yer gurbet midir?
Bulsam derdin çaresini;
Sen gülünce açar oldu çiçekler;
'Güzelliğinden mi bu?' diyecekler.
O bakıştan atma sakın kimseye
Yoksa uğruna bir bir ölecekler.
Mecnun gönül bağlayınca Leylâ'ya
Naz penceresine çok niyaz attım;
Ayrılık perdesi ondan çekildi.
Dokuz kata feryâdımı uzattım;
Sekiz felek makamından çekildi.
Günler seneler sürer, seneler bir anlıktır.
Çekiverdim de nihâyet şu cihândan elimi,
Ne bir anlık yaşamak var ne de ölmek varmış.
Dağıtıp durdu felek neş'e getirmiş yelimi,
Çile, dert, gam, kederin hepsine gülmek varmış.
Gör ki ben, doldurup içtikçe tükettim özümü;
Bilseydim her rüyada seni göreceğimi;
Gerçekten uzaklaşıp rüyalarda yaşardım.
Sevdana susayıp da sensizliğin çölünde;
Bir serap olsan bile yine sana koşardım.
Yüreğim huzur arar bir mehtap zamanında.
Kerkük bize ırak olub,
Türkmeneli Irak olub.
Bilmirem ki nece hâldir?
Aklımızda merak olub.
Desin dağlar gelip dile,




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!