Yalnızlığın yüzünü gören
Bilir elbet bu duyguyu
Karanlık duvarlar üstüne gelince
Halini soran bir ses ister
Şubat'ın bir Perşembe sabahı
Buruk bir müzik çalar zihnimde
İçim yangın yeri olsada
Ellerim ve vücudum üşür
Yalnızlık ayazında
Titreyen elle yakmaya çalışırken kibriti
Başa gelmesin böyle bir düşman.
Onursuzca ediyor bana bühtan.
İsterim düşmanım da olsun merdan.
Ama hayatım olmuş hüsran.
Söylenen sözler değil yüreğimi burkan.
Ruh yaralandı
Kalbim öleli çok oldu
Mutluluk ve tebessüm
Yüzümden ve gözlerimden
Hayaller ve insanlar
Zihnimden gideli çok oldu
Orduları çıkageldi boğazı sardı
Demirden koca kalelerden ölüm yağardı
Yüz yüze çarpışmaya korkardı
İngiliz çıkamadı karaya Anzaklar çıkardı
Mübarek yağmur gibi mermiler yağardı
Koca yarımada bir kazan gibi kaynardı
Gece olmuş ömrüm
Güneşim nerede
Sabah yellerinde Savrulan aşkım
Benim canımın cananı
Daha gün batmamış
Işığın nerede
Canımsın, candan ötesin
Gülümsün, gülden güzelsin
Nefesimsin, nefesimden yakınsın
Güzel gözlüm ruhumsun, ruhumdan parçasın
Kalbimsin, kalbimde bir ateşsin
Yine doktor yine aynısından
Aynı merhemden veresin
Bu yaralar kapanmaz
Açılır sürekli doktor
Ne yapam bilemedim
Çare bul artık yeter doktor
Cehaleti sıksa özünü alsalar
Özünden parfüm yapsalar
Parfümü üstüne boca etseler
Cehalet zarif kalır üzerinde
Kokar miski amber gibi cehalet
Ben bir çınarım Anadolu'nun bağrında
Yemyeşil yapraklı koca bir çınar
Başım bulutların yegane dostu
Ben koca çınarım Anadolu'nun bozkırın da
Aşıklar bilir benim gölgemi
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!