Gün ola, harman ola, hayrola...
Bu devran hep böyle sürer m’ola? !
Eden etsin zulmün, kahrola!
Zulüm ilen bir mülk abad m’ola? !
“Hulâgu Han mısın bre? ! ” diyemem!
Newroz dört yaşında bir kız idi…
Newroz, Newroz'u bekliyordu;
beş yaşına girmek için…
Yıl:1988
Mart ayı,
Kalbten kalbe yol vardır;
ama çetrefilli, dolaşık! ..
Türlü dehlizlerden geçersin bazen,
yine de kaybolursun…
Kalbten kalbe yol vardır;
Zor zamanda yaşamak bize kaldı.
Bize kaldı, yutkunmak bize kaldı.
Çile bizim, gâm bizim, kahır bizim,
Acıyı acıya katmak bize kaldı…
Gördün mü hiç su kahır, ekmek kahır,
Yıkılması imkânsız
bir kale gibi,
duruyor arkada mâzî…
Hiç yol vermez kapısı,
imkanı yok,
açılmaz ki giresin! ..
Bugün,
geçmişte çok beklediğin
yarınlardan biri…
Tıpkı dün gibi…
Yarın da bugün gibi
Not: Bu şiirin aslı Kürdçe olup 'Kurmé Béhévîtî' başlığıyla antoloji.com'da yayınlanmıştır.
Yılan gibi! ..
Akrep gibi! ..
Hayır, hayır! ..
Bunlardan daha gaddar! ..
Kim bilir?
Nerede?
Ne zaman?
Kaç kere?
Feveran etti bu yürek;
lavsız ve dumansız
Nereye gittiğimi sorma bana,
Yüreğimin ardından gidiyorum…
Boş gözlerle manasız bakma bana,
Yüreğimin sesini dinliyorum…
Yolunda bîzar oldum, pervaneyim,
Not: Bu şiirin orijinali Kürdçe olup "Ev Meş Bérehme" başlığıyla antoloji.com'da yayınlanmıştır.
Yine hıçkırıklar sıralıyor düğümleri,
Geceler de karanlık olmuş gündüzler gibi,
Hiç olmazsa, gecenin parıltılarıyla teselli bulurdum,
Ama onlar da elden gitti, geceler karanlık artık...
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!