İkiden geldi, bir ile yaşadı, tek olana gidiyor.
Sened-i sevdaya Şirvan yolu var,
Toprağında suyunda necip koku var,
Dağların inlemesi edep yahu ar,
Bir birliğin birine vahdet sırrı kar.
Fahrine koysan da dört duvar bir tavan,
Evvelin sılasına hasret kaldığım anları dahi,
Sen özletirsin bana sakih,
Mahlukata asılan suratımda avaresin,
Çok beklersin.
Gece duyduğum çocuk seslerinde,
Seni de kurban verdik,
Eline urgan verdik,
İn iken duman verdik,
Dirildin beyan verdik.
Sev diye cihan verdik,
Yüşa nebi duy, sesimden tanı beni.
İstemem mi nârı cilvede sevmeyi,
Ke'hse menzil biçenler tanıtsın seni,
Dört nallı atım var bilmem yürütmeyi.
Bir kelb-i mecnunda çıktığım hışım,
Ey sevgili-i var,
Ey Alem-i düçar,
Dest-i gir namı âçar,
Valib ke'hsine küfür saçar.
Anlamaz o ciğerde esbab-ı zuhur,
Seni gökler anlatsın,
Dağlarda uğultular,
Bağlarda çığıltılar,
Olmayan kuruntular,
Tur Dağı tepeleri anlatsın.
Çiçeklerden solalı çok zaman oldu,
Gökyüzünden doğana az tamah oldu,
Sevda kanat aşıma bol siftah oldu,
Çekil, gözlerime dünler perdah oldu.
Ben bende bildim bendeni,
Sabahımdan vaktim gurura ayan,
Vade selamına binlere biryan,
Hiçce piri vakara astım aslım.
Ten buluta düştü oldu hep ziyan.
Bunca istedim varlığını üryan,
Karacoğlan Ebul Köroğlu imiş,
Ölüm pahası bin dirhem az demiş,
Ayrılık olur hüdadan gam bilme,
Azrail uğrayan kapı toz imiş.
Bir fasılın zamanında dert vermiş,
Gönül gözü görmeyenin gördüğüne nur denmez,
Nura nur denildik berü görmeyene sür denmez.
Deve nallarını çarpar bir attan berü,
Ceres feryâd eder çınlayana sus denmez.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!